Genel

Bob Marley: Raggae Müziğinin Efsane İsmi

Herkesin hayatına dokunan müzisyenler vardır, hiç kuşkusuz bu müzisyenlerden biri de yarın ölüm yıldönümü olan Bob Marley. 36 yaşında aramızdan ayrılmasına rağmen müziğe adanmış 19 yıla; 13 albüm, 2 canlı kayıt, bir sürü ödül ve 300’den fazla konser sığdırıyor. Biz de ölüm yıl dönümünde efsanenin bilinmeyenlerini sizlerle paylaşalım istedik.

6 Şubat 1945’te beyaz bir baba ve Afro-Amerikan bir annenin çocuğu olarak dünyaya geliyor Robert Nesta Marley, namı değer Bob Marley. Maalesef çok kolay bir çocukluk geçirmiyor, babası tarafından reddediliyor ve genç yaşta da babasını kaybediyor. İzlediğim 2012 yapımı “Marley” belgeselinde “The Wailers” grubu ile çıkardığı “Soul Rebels” albümündeki “Corner Stone” adlı şarkıyı babasına ithaf ettiği söyleniyordu ve şarkıyı açıp tekrar dinlediğimde Bob’un kalbindeki yarayı hissettim. Maalesef Marley’i sadece babası reddetmiyor, melez olmasından dolayı çevresi tarafından da dışlanıyor.

Bob’un küçüklüğünde sadece kötü olaylar gerçekleşmiyor tabii ki de. Küçükken Neville Levingston, namı değer Bunny Waller ile tanışıyor ve ortaokulda müzik yapmaya başlıyorlar. Önceleri vokal grubunda buluyor kendisini. O zamanlar henüz enstrüman çalmıyor genç Marley ve daha 17 yaşındayken 4 şarkı kaydediyor. Bunlardan “One Cup Of Coffee”yi Bobby Martell ismiyle çıkarıyor ama pek başarılı olamıyor. Ardından 1963 yılında Bob Marley arkadaşlarıyla “Wailers” grubunu kuruyor ve profesyonel müzik kariyeri başlamış oluyor. Çıkardıkları ilk şarkı “Simmer Down” ile Jamaika’da bir numara oluyor ve 70.000’den fazla kopya satma başarısı gösteriyorlar. Bob Marley’in iyice tanınması ise daha farklı bir şekilde oluyor.

Grupları yavaş yavaş dağılırken her ne kadar bu işin maddi tarafından uzak durmaya çalışsa da; Rita(Bob Marley’in eşi), Peter ve Bunny, yaptıkları eski kayıtları düzenleyerek işleri daha ticarileştirip bir plak şirketi ile çalışıyorlar. Bu çalışmaların yayınlanması Marley’in daha çok tanınmasını sağlıyor. O zamanların ünlü söz yazarı Jimmy Norman ile 3 gün boyunca çalışarak 24 dakikalık bir kayıt çıkarıyorlar. Bu kayıtlar Marley’i sadece Jamaika’da tanınmaktan çıkarıp Amerika’ya ve dünyaya tanıtıyor. Böylece Bob Marley efsanesi doğmuş oluyor demek yanlış olmayacaktır.

Sıra geldi Bob Marley’in bize tanıttığı Reggae tarzına. Reggae tarzı denince akla gelen ilk isim Marley’dir. Bu hikâye ise annesinden uzaklaştığı bir dönemde Rastafarianizm ile tanışmasıyla başlıyor. 1930’lardaki İngiliz sömürgelerine karşı çıkan bu inanışın temel kurallarını; et (özellikle kabuklu deniz ürünleri), alkol, sigara, eroin ve kokain gibi maddelerden uzak durmak oluşturuyor. Marihuanna ise bu inancın olmazsa olmazı, esrar içmek onlar için kutsal bir eylem. Ayrıca inanca göre bedenleri onların tapınağı ve tapınağa zarar vermemeleri, gömülürken de tek parça olmaları gerekiyor. Saçlarınızı uzatmanız ve onu doğal bir şeyle bağlamanız gerekiyor. Böyle küçük detaylarla bedenlerine saygı duyuyorlar. Marley de inanışın gerektirdiği her şeyi yerine getiriyor. Bu sayede günümüz Reggae’nin temelleri atılıyor ve Marley ile tüm dünyaya yayılıyor.

Bob Marley dünyaya da farklı bir tarzla veda ediyor. 1977 yılında futbol oynarken ayak parmağından yaralanıyor Bob Marley. O küçücük yara enfeksiyon kapıyor ve aslında Bob Marley’in ölümünü getirecek olan cilt kanserinin habercisi oluyor. İşin ilginç yanı ise bu kanser çeşidinin siyahilerde hiç görülmemesi. Ayak başparmağının kesilmesi gerekiyor Bob’un ama daha önceden de bahsettiğimiz gibi Bob’un inancında tek vücut gömülmek önemli, bu yüzden de izin vermiyor. Hayatına ve müziğe devam eden Bob, 1980 yılında önce Avrupa turnesine çıkıyor ardından da Amerika’ya geliyor.

İki gün üst üste New York’un en büyük konser mekanlarında konser veriyor, son konserini The Benedum Center Of The Performing Arts’da veriyor. Bu konserden kısa bir süre sonra New York’taki Central Park’ta bir arkadaşıyla koşarken yere yığılıp spazmlar geçiriyor. Bir doktora giden Marley, burada kanserin tüm vücuda yayıldığını öğreniyor ve onu zorlu bir süreç bekliyor. 8 aylık bir tedavi uygulanıyor ama hiçbir gelişme olmayınca son günleri için evine yani Jamaika’ya giderken yolda fenalaşıyor. Miami’ye acil iniş yaparak hastaneye kaldırılıyor ve burada son nefesini veriyor. Yazımı buraya eklediğim Bob Marley’in Get up, Stand up şarkısının 1980 yılındaki son konserlerinden birinin kaydı ile bitirmek istiyorum.

İlginizi Çekebilir: Mayıs Ayı Etkinlik Takvimi #Ajanda

Mustafa Berk Demirel

Recent Posts

Kintsukuroi’nin Felsefesi: Kırılmanın ve Onarımın Güzelliği

Bazen çok sevmemize ve değer vermemize rağmen bizim için anlamı ve kıymeti çok büyük olan…

3 gün ago

Murphy Kanunları: Şanssızlık mı, Bilim mi?

Elbet bu zamana kadarki hayatımızda yolunda giden gitmeyen birçok olay yaşamışızdır. Bu olaylardan bazısının olumlu…

7 gün ago

Kapadokya’nın Tarihî Derinlikleri

Merhaba sevgili kalemlik okuyucuları. Bu hafta pek çok medeniyetin hikayesini içinde bulunduran Kapadokya’nın gizli tarihi…

1 hafta ago

Merkür Retrosu Bizi Gerçekten Etkiliyor Mu?

Merkür retrosu, astroloji dünyasında ve kendi dünyalarımızda oldukça popüler bir kavramdır. Bu dönemin iletişim; seyahat,…

2 hafta ago

Kasım Ayı Etkinlik Takvimi #Ajanda

Merhaba sevgili KalemlİK okurları! Sonbahara veda ederken tüm güzellikleriyle kucak açan kışın yeniliklerine kendimizi yavaş…

2 hafta ago

Lovebombing, Ghosting ve Gaslighting

Modern ilişkiler, insan duygularının ve psikolojisinin derinliklerine dokunan çeşitli karmaşıklıklarla doludur. Şimdilerde bir ilişkinin başlaması,…

3 hafta ago