Aşk, romantizm, tutku, zarafet… Bu ve bu tip kavramların hangi yapıyı çağrıştırdığını sorsak hiç de azımsanmayacak bir çoğunluğun aklına gelecek ilk cevap: Eyfel Kulesi’dir. Peki ya sizlere toplamda 250 milyondan fazla turisti ağırlamış, sadece Fransa’da değil dünyanın her yerinde bilinen bir simge haline gelmiş Eyfel Kulesi’nin; ilk yapıldığı dönemde hoş karşılanmak bir yana dursun dönemin ünlü sanatçıları tarafından nefret edilen bir yapı olduğunu söyleseydim. Muhtemelen birçoğunuz bana inanmazdınız ancak bu bilgi sonuna kadar gerçek. İlk yapıldığı dönemde Eyfel Kulesi; dev bir sokak lambasına, bacaya ve daha nice aşağılayıcı birçok figüre benzetilmişti. Bu nefreti en net anlatan sözlerden bir tanesi ise İngiliz Şair William Morris’e ait. Kendisine neden tüm gününü Eyfel Kulesi’nin altında geçirdiği sorulması üzerine İngiliz Şair: “Koca Paris’te bu çirkin demir yığınını görmediğim tek yer orası” şeklinde cevap vermiştir.
1887-1889 yılları arasında, ortalama on bin ton ağırlığında ve 300 metre uzunluğunda inşa edilen Eyfel Kulesi, Gustave Eiffel ve ekibi tarafından inşaat edildi. Kule, 300 metrelik uzunluğuyla 41 yıl boyunca New York Chrysler Binası yapılana kadar dünyanın en uzun yapısı unvanını elinde tuttu. Keza Eyfel Kulesi, aslında şehrin göbeğine devasa bir anıt yapılması gibi bir amaçla inşa edilmemişti. Fransız Devrimi’nin 100. yıldönümünde düzenlenen Dünya Fuarı için inşa edilmişti. Eyfel Kulesi için biçilen ömür tam da bu sebeple 20 yıldan ibaretti.
Yapıldıktan 20 yıl sonra sökülmesi planlanan kule, her ne kadar başlarda olumsuz da olsa ilgi çekmeyi başarmıştı ve bu ilgi Gustave Eiffel’i düşünmeye itmişti. Gustave Eiffel kara kara düşünüyor ve kuleyi ölümsüzleştirmenin yollarını arıyordu ve Gustave o yolu buldu. Eyfel Kulesi’ni bir radyo kulesine dönüştürmek ve vericilerle donatmak 20 yıl ömrü kalmış kuleyi sökülmekten kurtarmanın tek yolu olabilirdi. Bu fikre sıkıca tutunan Gustave, uzun uğraşlar sonucunda bu fikri yetkililere kabul ettirmeyi ve onları Eyfel’in devlete faydalı olabileceğine ikna etmeyi başarmıştı. Eğer Gustave bir yolunu bulamamış veya bu yolda başarılı olamamış olsaydı Eyfel, 20 yılın sonunda sökülmüş olacak ve belki de hiçbir zaman dünyanın simgelerinden biri haline gelemeyecekti. İşte her yıl yedi milyonu aşkın turisti ağırlayan ve dünyanın en çok ziyaret edilen yapısı olma özelliğini taşıyan büyüleyici Eyfel’in hikayesi aslında böyle bir iğne ipliğine bağlıydı. Gustave Eiffel ve arkadaşları istediler, inandılar ve başardılar!
İlginizi çekebilir: 2023’ün Yıldızları Ödülleriyle Buluştu
Bazen çok sevmemize ve değer vermemize rağmen bizim için anlamı ve kıymeti çok büyük olan…
Elbet bu zamana kadarki hayatımızda yolunda giden gitmeyen birçok olay yaşamışızdır. Bu olaylardan bazısının olumlu…
Merhaba sevgili kalemlik okuyucuları. Bu hafta pek çok medeniyetin hikayesini içinde bulunduran Kapadokya’nın gizli tarihi…
Merkür retrosu, astroloji dünyasında ve kendi dünyalarımızda oldukça popüler bir kavramdır. Bu dönemin iletişim; seyahat,…
Merhaba sevgili KalemlİK okurları! Sonbahara veda ederken tüm güzellikleriyle kucak açan kışın yeniliklerine kendimizi yavaş…
Modern ilişkiler, insan duygularının ve psikolojisinin derinliklerine dokunan çeşitli karmaşıklıklarla doludur. Şimdilerde bir ilişkinin başlaması,…