Fomo ve Jomo kelimelerini duyunca hepiniz “Ne bunlar veya bu da nereden çıktı?” demiş olabilirsiniz. Aslında bu iki kavram, hepimizin günlük hayatta yaşadığı ama adını çok bilmediğimiz bir şey. Nedir peki bu Fomo ve Jomo? Bu kavramlar internetin de hayatımıza girmesiyle 2011 ve 2012 yıllarında karşımıza çıkıyor. Gelin bu kavramları inceleyelim.
“Fear of missing out” Bir şeyleri kaçırmaktan korkmak anlamına geliyor. Aslında internetten önce de hayatımızda olan ama internetle birlikte daha çok hissettiğimiz bir terim. Önceden bilgilere ulaşmak bu kadar kolay olmadığı için veya bu bilgilerin olduğu bile çok fazla bilinmediği için bu durumun çok fazla kişi farkında değildi. Günümüzde ise bilgilere ulaşmak çok kolay ve istediğimiz, istemediğimiz her türlü bilgiye sahip olabiliyoruz. Bunları kaçırmamak için de telefonumuzu yanımızdan ayırmıyor ve bunun sonucunda da FOMO kavramıyla karşı karşıya kalıyoruz.
“Joy of missing out” Bir şeyleri kaçırmaktan keyif almak anlamına geliyor. Bu terim ise FOMO’nun tersi olarak, internetten uzak kaldığında dünyada gerçekleşen olayları kaçırmış olmaktan keyif alanları tanımlıyor. Açıkçası nasıl bir şey olduğunu biliyor muyum emin değilim. Çünkü özellikle de pandemi sürecinde hayatla bağlantımız internet oldu. Sanki telefon olmasa dünya yok olacak ve hiçbir şeyden haberimiz olmayacakmış gibi hissediyoruz.
Gelelim bu terimlerin nasıl ortaya çıktığına. FOMO terimi Caterina Fake tarafından 2011 yılında bir yazıda ortaya çıkıyor, JOMO ise Anil Dash tarafından 2012 yıllarında ortaya atılmış.
Caterina Fake’in bir röportajında söylediklerine kulak verelim isterseniz. Caterina Fake: “Dikkatimiz ve merakımız kullandığımız sosyal ağların para birimi. Bu sosyal medya ağları ve uygulamalar dikkatimizi çekmek için her türlü hareketi bize haber vermeyi kendilerine görev edinmiş durumdalar bu yüzden de bizim FOMO’suz yaşamamız işlerine gelmiyor çünkü onlara para kaybettiriyor.”
Bu zincirin halkaları sadece sosyal medya ağları veya haber siteleri değil. Bu işin içinde Instagram’da, Twitter’da durmadan paylaşım yapıp başkalarının dikkatini çekmeye çalışan bizler de varız. Hepimiz daha çok beğeni alalım, daha çok görünür olalım diye çırpınıp duruyoruz. Bu da diğer insanları ve bizi FOMO olmaya sürüklüyor ve bu etkinin artmasına ve yayılmasına en büyük destekçi haline getiriyor.
Hayatımızın her yerinde olmaya daha da devam edecek olan sosyal medyayı ve interneti nasıl kullanmamız gerektiğini öğrenmedikçe daha farklı kavramlarla ve etkilerle karşı karşıya kalacağa benziyoruz. Yani bu işi çözemediğimiz ve uygulamaları sınırlamadığımız sürece bu işten keyif almak yerine korkuya kapılmaya devam edeceğiz. Bana sorarsanız ne Jomo iyi ne de Fomo ama eğer birini tercih edecek olsam gözüm kapalı Jomo der ve geçerdim. Ne Fomo’lu ne de Jomo’lu, internetin güzellikleriyle dolu bir hayat dilerim.
İlginizi Çekebilir: Ekoturizm: Seyahatte Duyarlı Olmak
Tarih boyunca Eski Mısır, Hindistan, Çin ve Yunan gibi birçok kültürde varlığını sürdüren astral seyahat;…
Bazen çok sevmemize ve değer vermemize rağmen bizim için anlamı ve kıymeti çok büyük olan…
Elbet bu zamana kadarki hayatımızda yolunda giden gitmeyen birçok olay yaşamışızdır. Bu olaylardan bazısının olumlu…
Merhaba sevgili kalemlik okuyucuları. Bu hafta pek çok medeniyetin hikayesini içinde bulunduran Kapadokya’nın gizli tarihi…
Merkür retrosu, astroloji dünyasında ve kendi dünyalarımızda oldukça popüler bir kavramdır. Bu dönemin iletişim; seyahat,…
Merhaba sevgili KalemlİK okurları! Sonbahara veda ederken tüm güzellikleriyle kucak açan kışın yeniliklerine kendimizi yavaş…