Başarı Hikâyesi

Gerda Taro: Savaşın Gerçek Yüzünü Gösteren Kadın

Size savaşın ortasına düşünmeden giren, bombardımanlarda elindeki fotoğraf makinesini bırakmayan Gerda Taro ve onun hikayesini anlatacağım.

Her ne kadar bu yazıda detaylarına inmesem de Gerda Taro o dönemdeki her kadın gibi yanındaki adamın gölgesinde kalıyor. Ölümünden sonra Gerda Taro’nun çoğu fotoğrafı Capa’ya ithaf ediliyor. Ancak her şeye rağmen onu ilk kadın savaş muhabiri olmasıyla hatırlıyoruz.

Gerda Taro

Gerda Taro olarak tanıdığımız Gerta Pohorylle, 1 Ağustos 1910’da Almanya’nın Stuttgart kentinde Yahudi ailenin çocuğu olarak dünyaya geliyor. 1920’lerin sonlarına doğru Nazi Almanya’sından kaçmak isteyen aile 1929’da Liepzig’e taşınıyor. Gerta, Liepzig’de solcu gruplara katılıyor ve Nazilere karşı çıkmaya başlıyor. 1933’te Nazilerin iktidara gelmesiyle karşı propaganda suçlamasıyla tutuklanıyor. Tutuklanmasının ardından tüm ailesini geride bırakarak bir arkadaşıyla Paris’e kaçıyor.

Antisemitizmin doruğa eriştiği bu dönemde 1934 yılında Paris’e taşındığında kendisi gibi Yahudi olan Endre Friedmann ile tanışıyor. Onunla birlikte fotoğrafçılığı öğreniyor. Zamanla Pohorylle, Friedmann’ın fotoğraf tutkusuna aşık olduğu gibi kendisine de aşık oluyor.  

Bu süreçte hayatlarına devam edebilmeleri için bir şeyler yapmaları gerekiyor. Çektikleri fotoğrafları aslında var olmayan Robert Capa isimli Amerikalı bir fotoğrafçı çekmiş gibi satıyorlar. Sırları çok da uzun sürmüyor. Kimlikleri ortaya çıktıktan sonra Friedmann “Capa” ismini, Gerta ise “Gerda Taro” ismini kullanmaya başlıyor.

Robert Capa

1936’da patlak veren İspanya İç Savaşı’nı fotoğraflayabilmek için İspanya’ya gidiyorlar. Madrid, Barcelona ve Aragon cephelerini fotoğraflamaya başlıyorlar. İspanya’da birlikte savaşın acımasız yönünü gösteren fotoğraflarıyla dünya onları tanımaya başlıyor. Cepheden cepheye savaşı fotoğraflayabilmek için koşuyorlar. Defalarca ölümle burun buruna geliyorlar. Taro dünyanın ilk kadın savaş muhabiri oluyor.

Taro, Nazi Almanya’sının da desteklediği Brunette Savaşı esnasında fotoğraf çekmek isterken hayatını kaybediyor. Gerda’nın cansız bedeni büyük bir törenle kadınların omuzlarında taşınıyor. Capa da aynı Taro gibi bir savaşı fotoğraflamak için gittiği Indochina Savaşı’nı fotoğraflarken hayatını kaybediyor. Hayatlarını savaşı göstermeye adamış olan bu iki fotoğrafçı, ölümden sonra birbirlerine kavuşuyor.

Yazımı, Robert Capa’nın ölümünü anlatan Alt-J’nin “Taro” şarkısının sözleriyle bitiriyorum.

    Patlamada o kadar yükseğe uçarlar ki Capa sonunda yere düşer.

    Mayın sulu bir çukur.

    Acısız bir şekilde o kadar uzakta ki

    Sıhhiyeden, takımdan, dosttan, düşmandan, rakipten,

    Bacağından 5 yard uzakta, senden uzakta Taro.

    Gözlere püskürtme, ben seni gözlerime püskürttüm.

İlginizi Çekebilir: Chris Gardner: Umut Dolu Bir Başarı Hikayesi

 

Emine Sude Özkan

Recent Posts

Futbolda 4-3-3 Dizilişi: Taktiksel İnceleme

Dünyanın en çok takip edilen ve sevilen spor dallarından birisi olan futbolda kimine göre en…

2 gün ago

Eylül Ayı Etkinlik Takvimi #Ajanda

Yazın sıcak günlerini geride bırakıp, sonbaharın serin havasını hissetmeye başladığımız bu eylül ayında, dolu dolu…

5 gün ago

Ra’nın Gözü

‘’Ra’nın Gözü’’ Antik Mısır mitolojisinin en önemli sembollerinden biri olarak bilinir. Bu sembol, geçmişten günümüze…

1 hafta ago

“His Airness”- Michael Jordan

Çoğu basketbol severin aklında bir soru vardır o soru da: Michael Jordan mı daha iyi…

2 hafta ago

Geleceğin Savaş Uçağı: TUSAŞ KAAN

Büyük başarılar normal çabayla ortaya çıkmazlar ve sizlere bu yazımızda anlatacak olduğumuz başarı normal bir…

2 hafta ago

Güneş Kremi Kullanmak Neden Bu Kadar Önemli?

Son zamanlarda Güneş’in zararlı ışınları olan ultraviyole (UV) ışınlarının daha fazla yakıcı olduğu uzmanlar tarafından…

3 hafta ago