James Webb Teleskobu için uzay tarihinin en önemli projesi diyebiliriz. Onun bir diğer adı “zaman makinesi”. Son günlerde bu isme aşina olabilirsiniz çünkü yarın fırlatılması planlanıyor. Peki bu teleskop neden bu kadar önemli? Gelin birlikte insan zihninin sınırlarını zorlayan bu projeyi inceleyelim.
NASA, Avrupa Uzay Ajansı, Kanada Uzay Ajansı, 14’ten fazla ülke, yüzlerce üniversite, binlerce bilim insanı, mühendis ve teknisyen tarafından yıllardır bu proje üzerinde çalışılıyor. Çok yüksek bir bütçe ile çok özel bir teleskop hazırlanıyor. Öncelikle bu projenin amacından bahsedelim. Sanırım hepimiz Hubble Teleskobu‘nu biliyoruz. Dünyanın uzaydaki gözü. Yaklaşık olarak 1990’dan beri bize uzay hakkında birçok bilgi sağlıyor.
Evet uzayda bir gözümüz var fakat evren hakkında bildiklerimiz hâlâ daha çok kısıtlı. Aslında bakarsak uzay hakkında sürekli araştırmalar yapılıyor. Astronotlar, uydular, roketler gönderiliyor, istasyonlar kuruluyor ama buna rağmen bilgi sahibi olduğumuz alanlar çok kısıtlı. İşte bu büyük eksiliği gidermek için Hubble’dan 100 kat daha güçlü ve kızılötesi ışığı yakalamakta çok daha hassas olan James Webb Teleskobu tasarlandı. Amacı Hubble’ın yerine geçmek, onun göremediklerini görmek. Şimdi şöyle düşünebilirsiniz; nedir bu projeyi bu kadar farklı kılan?
Bu teleskop bir mühendislik harikası. Yapımı 25 yıl sürdü çünkü hata payının neredeyse sıfır olması gerekiyordu. 18 tane altın kaplı altıgen aynaya sahip, çapı 6,5 metre, ileri optik donanımlara sahip vs. tabii ki özelliklerini yazmakla bitiremeyeceğimiz bir teleskop. Fakat çok önemli olan kalkanından bahsedebiliriz. James Webb’in bu çalışmayı yürütürken sahip olması gereken sıcaklık en az -223 derece. Bu yüzden onu Güneş’in ısısından koruyacak olan eşsiz ve hassas bir kalkana sahip. Ayrıca Webb, Hubble gibi dünyanın yörüngesinde kalmayacak, onun görevi güneşin yörüngesinde yani dünyadan 1,5 milyon km uzaklıkta olacak. Bu durum da kurulumunu kendisinin yapmasını gerektiriyor. Aylar sürecek bir kurulum süresi var. Uzaya fırlatıldıktan yaklaşık 6 ay sonra ilk görseller dünyaya ulaşacak.
Şimdi bize nasıl veriler sağlayacak onlara bakalım. Öncelikle gözlemlenebilir evrenin büyük bir bölümünü gözler önüne serecek. Bizi, Bing Bang’e yani yaklaşık 13 milyar yıl geriye götürecek ve bu patlamadan sonra oluşan hiç bilmediğimiz galaksileri doğrudan gözlemleyebilecek. Evrenin tarihinin tüm aşamalarını, en uzak galaksiler de dahil, inceleyebilecek. Yani devrim niteliğinde keşifler yapacak. Biz buna, evrenin kapılarını ardına kadar açacak bir serüven diyebiliriz.
Webb, keşfedilen birçok yeni gezegenin atmosferinin yaşam için uygun olup olmadıklarının analizini yapabilecek. Hem de bunu gezegene bir alet göndermeden veya ondan bir örnek almadan yapacak. Yani uzaydaki yaşam için, gelecek için atılan devasa bir adım olacak. Kim bilir belki bir yaşama formu, bir koloni varsa bunu bulabilecek ilk alet James Webb uzay teleskobudur. Devrim niteliğinde keşifler yapacak olan bu mükemmel teleskobun ne kadar büyük bir bilgi kaynağı olacağını ve insanlık için özellikle de bu projeye yıllarını vermiş insanlar için ne kadar büyük bir önem ve değere sahip olduğunu şimdi daha iyi hayal edebiliriz sanırım.
Teleskobun ilk fırlatılma tarihi 2007 senesiydi fakat günümüze kadar sürekli ertelendi çünkü daha önce de bahsettiğimiz gibi hata payı neredeyse sıfır olmalıydı. Şu anki fırlatılma tarihi 25 Aralık 2021. Bu devasa teleskop dünyanın en büyük roketlerinden birine, origami gibi katlanarak yerleştirildi. Roket, Güney Amerika’da bulunan Fransız Guyanası’ndan fırlatılacak. Şimdi heyecanla evrenin tarihini değiştirecek bu büyük günü bekliyoruz.
İlginizi Çekebilir: Frekans Hayatımızı Ne Kadar Etkileyebilir?
Tarih boyunca Eski Mısır, Hindistan, Çin ve Yunan gibi birçok kültürde varlığını sürdüren astral seyahat;…
Bazen çok sevmemize ve değer vermemize rağmen bizim için anlamı ve kıymeti çok büyük olan…
Elbet bu zamana kadarki hayatımızda yolunda giden gitmeyen birçok olay yaşamışızdır. Bu olaylardan bazısının olumlu…
Merhaba sevgili kalemlik okuyucuları. Bu hafta pek çok medeniyetin hikayesini içinde bulunduran Kapadokya’nın gizli tarihi…
Merkür retrosu, astroloji dünyasında ve kendi dünyalarımızda oldukça popüler bir kavramdır. Bu dönemin iletişim; seyahat,…
Merhaba sevgili KalemlİK okurları! Sonbahara veda ederken tüm güzellikleriyle kucak açan kışın yeniliklerine kendimizi yavaş…