Arka Sokaklar dizisiyle tanımaya başladığımız genç oyuncu Onur Bay ile kariyerinden hayatına ve daha birçok farklı konu hakkında keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Keyifli okumalar!
Küçük yaşlardan beri Arka Sokaklar dizisinde rol alıyorsunuz ve kamera karşısında hayat verdiğiniz Tekin karakteri ile Onur Bay’dan daha çok zaman geçirdiniz desek yanlış olmaz sanırım. Günün büyük kısmını belirli bir senaryo çerçevesinde rol yaparak geçiriyorsunuz. Tüm bu deneyimler sizi nasıl birine dönüştürüyor?
Hayalini kurduğum mesleği çok uzun süredir yapıyor olmak benim için müthiş bir deneyim. Edindiğim deneyimler beni bir şeye dönüştürmekten öte mesleğime duyduğum merakı, heyecanımı arttırdı. Bazı anlarda hayata ve insanlara farklı bir yerden bakmamı sağladı ve insanların hayatlarına olan ilgimi artırdı diyebilirim.
Uzun yıllar Tekin karakterini oynadım ama aslında aynı karakteri oynamadım. Zamanla sadece kendi değişimime değil, Tekin karakterinin değişimine de şahit oldum. 15 yıl önceki Tekinle şu anki Tekin arasında çok fark var. Yine de açık konuşmak gerekirse bazı zamanlarda beni sınırlandırdığını düşündüm. Ama bu oynadığım karakterin sınırlarıyla, gelişmemesiyle ilgili değil, içimde farklı karakterleri oynama arzusu, heyecanıyla ilgili bir durum.
Hiçbir zaman bırakmayı, ara vermeyi düşünmedim. Beni hayatta en çok motive eden şey yaptığım iş. Zorlandığım zamanlar elbet olmuştur ama hiçbir zaman kendimi motive etmeme gerek kalmadı çünkü oyunculuğa olan motivasyonumu hiç kaybetmedim. Mesleğimi yapma arzum, heyecanım hiç azalmadı ve beni her zaman ileriye doğru itti.
Onur Bay için hayattaki en büyük güç nedir?
Bana hayatta en çok güç veren şey sevgi. Zorlandığımda, üzüldüğümde sevdiğim insanları düşünüp güç buluyorum. Bana diğer güç veren şey ise hayallerim. Bir insanın mutlaka hayalleri ve bir yaşama amacı olmalı. İnsanı ayakta tutan güç veren en önemli şeylerden biri de yaşama amacıdır.
Beni şu an heyecanlandıran birkaç şey var. Ama şu an bu heyecanı içimde yaşamak istiyorum. Büyüsü bozulsun istemiyorum.
9 yaşında hiç bilmediğim bir dünyaya adım attım. Çok heyecanlı, mutlu ve tanınıyor olmanın getirdiği şaşkınlıkla çok güzel zamanlar yaşadım. Sokakta yürürken duyduğum birkaç güzel söz, omzuma dokunan bir el ve ufak bir gülümseme günümün çok güzel geçmesine yetiyordu. O yaşlarda istediğim işi yapıyor olmanın mutluluğunu yaşadım.
Hayal kırıklığına uğradım zamanlar olmuştur. Ama beklediğim etkiyi yaratmayıp müthiş hayal kırıklığına uğradığım bir anı hatırlamıyorum.
Oyunculuk sayesinde içimdeki tutkuyu ve farklı hayatlara, farklı hikâyelere olan merakımı keşfettim diyebilirim.
“Diziye başladığımda sen benden küçüktün, ne ara bu kadar büyüdün. “ Bu cümleyi çok fazla duyuyorum. Ve bu sorunun cevabı bende yok.
Buna vereceğim cevap zaman zaman değişse bile şu anda “John Mayer- Slow Dancing Burning Room”
Evet son zamanlarda sektör dijitalleşmeye başladı. Aslına bakarsanız bir oyuncu için bunun pek önemi olduğunu düşünmüyorum. Sahnede, perdede, TV veya dijital platformlarda fark etmeksizin biz işimizi yapıyoruz. Hikâyeye, karaktere odaklanıyoruz. Sadece günümüzde platformlar değişiyor, gelişiyor. Bu da çok normal.
Yaptığım işe baktığımda kendimi iyi hissediyorsam benim için en büyük başarı budur. Benim için başarının karşılığı sadece insanların takdir etmesi ya da ödül almak değil. Tabii ki bu bir oyuncuyu mutlu eder ve gururlandırır. Ama ben her zaman içimde daha iyisini yapabileceğimi düşünürken kendime tam anlamıyla başardığımı söyleyemem. Bu yüzden hangi başarıya ulaşırsam ulaşayım, “Ben artık iyi bir oyuncuyum, her şeyi başardım.” diyebilecek miyim emin değilim. Yaptığım işle çok mutlu olabilirim, gurur duyabilirim o an için başardığımı hissedebilirim benim için en büyük başarı bu. Bunun güzelliğini yaşadıktan sonra “Daha fazla ne yapabilirim?” sorusuna cevap bulduğum her an mesleğime çok daha kuvvetli sarılabilirim. Çünkü bu benim için hiç bitmeyecek bir yol. Bu yüzden mesleğimle ilgili kurduğum hayalleri herhangi bir başarıyla sınırlandıramıyorum. Ve hayal kurabildiğim sürece başardığım şeylere değil, başarmak istediğim şeylere odaklanıyorum.
İlginizi Çekebilir: Kasım Ayı Etkinlik Takvimi #Ajanda
Bazen çok sevmemize ve değer vermemize rağmen bizim için anlamı ve kıymeti çok büyük olan…
Elbet bu zamana kadarki hayatımızda yolunda giden gitmeyen birçok olay yaşamışızdır. Bu olaylardan bazısının olumlu…
Merhaba sevgili kalemlik okuyucuları. Bu hafta pek çok medeniyetin hikayesini içinde bulunduran Kapadokya’nın gizli tarihi…
Merkür retrosu, astroloji dünyasında ve kendi dünyalarımızda oldukça popüler bir kavramdır. Bu dönemin iletişim; seyahat,…
Merhaba sevgili KalemlİK okurları! Sonbahara veda ederken tüm güzellikleriyle kucak açan kışın yeniliklerine kendimizi yavaş…
Modern ilişkiler, insan duygularının ve psikolojisinin derinliklerine dokunan çeşitli karmaşıklıklarla doludur. Şimdilerde bir ilişkinin başlaması,…