Survivor yarışması ile tanıdığımız başarılı sporcu ve oyuncu Ogeday Girişken ile birçok konuda keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Keyifli okumalar!
1992 Adana Seyhan doğumluyum. Baba tarafım Tekirdağlı, Selanik göçmeniyiz. Çok küçükken spora başladım. Önce yüzme sonra futbol, dans, tango, basket en sonunda da profesyonel olarak Fenerbahçe ve Milli takımda kürek çektim. 10 senelik bir geçmişim var kürekte. Ondan sonra da Survivor’a katıldım ve birincilik elde ettim. Tanınırlıkla beraber bazı sosyal medya platformlarında birtakım işler yaptım. Profesyonel olmasa da kürek için antrenmanlara devam ediyorum. Spor benim için baya baya önemli ayrıca bilgisayar oyunlarını çok seviyorum. Hatta bağımlıyım desem yeridir. Çadır kampını çok seviyorum başka bir tatil beni tatmin etmiyor. Durmadan geziyorum. Çocukluğumdan beri pick up’ın arkasında antrenman ekipmanlarımla gezmek istiyordum ve bunun için de koşuşturup duruyorum.
Aslında çok troll bir karakterim var ama bunu sosyal medyada fazla yansıtmıyorum. Yakın çevrem beni öyle biliyor genelde. Hani yanlış da anlaşılmasın kötü bir şey olduğu için paylaşmıyor değilim sosyal medyada, oraya sadece bir şey atmak istersem atıyorum o yüzden de denk gelmiyor sanırım.
Çok kullanıyordum önceden, bende çok derin bir olayı var ama şu an bahsetmek istemiyorum. O “keşke”yi yaşadıktan sonra bir daha “keşke” dememek için baya bir özen gösterdim. Artık kullanmak istemiyorum ve azalttım.
Güzel bir eş, mutlu ve huzurlu iki çocuğumun olduğu müstakil ve bahçeli bir evde yaşamak istiyorum. Çocuklarımın doğanın içinde sokak kültüründe büyüyebileceği, teknolojiden biraz uzak olacakları bir yaşamları olsun isterim.
Pandemi benim hayatımı da çok değiştirdi herkeste olduğu gibi. Takım sporcusuyum, evde antrenman yapmayı da sevmiyorum, ama evde antrenman yapmak zorunda kaldım. Bireysel bir sporcu olmadığım için tek başıma spor yapmadım genelde arkadaşlarım gitti geldi salona, onlarla salonda 2 veya 3 kişilik istasyonlarla spor yaptık. Ek olarak da inanılmaz derecede fazla oyun oynadım. Sabah 05.00-06.00 oluyor gün doğuyor ama benim için gün anca bitiyordu ve düzenlerimiz baya değişti. Artık buna da uyum sağladık ve devam edeceğiz.
Ulaşma imkânım kesinlikle yok maalesef çünkü kendisi uzun seneler önce vefat etti. Cem Karaca’nın büyük hayranıyım. Kendisiyle konuşmasam bile canlı dinlemeyi çok isterdim. Pikabım var ve onun plaklarını dinlemeyi çok seviyorum. Onun şarkılarında çok güzel yaşanmışlıklar, duygular var bu beni çok çekiyor. Şu anda çoğu sanatçının sesinde oynama var ve çoğu para için yapıyor ama ben Cem Karaca’nın şarkılarının çok hissiyatlı olduğunu ve anlam yüklü olduğunu düşünüyorum. Onu dinlesem bile yeterdi yani.
Var, evde televizyon izlerken uyumayı çok seviyorum ve kumandayı çenemin altına koyarak uyuya kalıyorum. Amcam da böyle uyurmuş, ondan almışım sanırım bunu. Baba tarafıma huy ve tipolojik olarak çok benziyorum. Komik olacak ama alışkanlığım TV kumandası çenemin altındayken uyumak.
Benim hayalim spor salonu açmak ve bunu milyonlar kazanacağım için değil, bu işi sevdiğim için yapmak istiyorum. İşe geri geri gitmek istemiyorum. İnsanlar spora çok fazla başlayıp bırakıyor, yok yanlış insanlarla eşleşme olsun yok sakatlık olsun baya fazla sebep var. Ben güzel bir ortam oluşturup bunları en aza indirmek için çalışıyorum. Motivasyon ve istikrar çok önemli, psikolojik olarak hazır olmak gerek. Uzun zamandır spor yapmayanlar ilk gün çok yoruluyor ve bırakıyor, onlar uygun program ve hareketler yapmalı ki motive olabilsinler. Herkes kendinin doktorudur, kendilerine uygun kişilerle çalışsınlar çünkü bu sektörde de sadece para için bir şeyler yapanlar var. Ayrıca spor bir sihirli değnek değil. Sabır istiyor, acele etmeyin ve vücudunuzu dinleyin.
Kendimde sevmediğim en kötü alışkanlıklarımdan biri çok kitap okumamam. Bu alışkanlığı edinemedim, belki de hangi tarzı sevdiğimi bulamadım bilemiyorum ama çok özeniyorum. Üşengeçlik de değil aslında bu raftan kitabı al ve oku bu çok basit ama olmuyor, bana Anadolu Yakası’ndan kalk Avrupa Yakası’nın en uzak yerine git spor yap gel desen, tahminimce 4-5 saatimi alır, üşenmem ama dediğim gibi alışkanlık bu. İzlediğim film olarak da “Er Ryan’ı Kurtarmak”, sonunda Tom Hanks’in öldüğü bir sahne vardı. Ondan önce Upham diye bir asker karşı taraftaki bir askeri öldürmüyordu ve o asker Tom Hanks’in ölmesine neden oluyordu. Bu sahneyi değiştirmek isterdim. Öyle bitmesini istemiyordum öyle bitmesine rağmen de ben de çok kalıcı bir yer edindi.
Çok farklı bir alan benim için, çünkü ben sporcuyum bu işin okulunu okumadım. Önüme bir teklif geldi ve hayatıma bir şey katacağını hissettim ve değerlendirmek istedim. Şu an bir şekilde devam ediyorum, ileride belki devam edeceğim belki etmeyeceğim bilmiyorum ama şu anlık güzel gidiyor. Ama şunu söylemeliyim rolden çıkamama, karakterde kalma gibi bir şey olmuyor. Benim için her şey normal geçiyor. Dizileri izleyenler bazen Demir veya Yavuz diye sesleniyorlar bunun dışında da değişen bir şey yok benim için. Spor kökenli biriyim ileride bir gün spordan devam edeceğim gibi gözüküyor tabii büyük konuşmayayım ama şu an bunu amaç olarak görmüyorum araç olarak görüyorum.
İlginizi Çekebilir: Eylül Ayı Etkinlik Takvimi #Ajanda
Tarih boyunca Eski Mısır, Hindistan, Çin ve Yunan gibi birçok kültürde varlığını sürdüren astral seyahat;…
Bazen çok sevmemize ve değer vermemize rağmen bizim için anlamı ve kıymeti çok büyük olan…
Elbet bu zamana kadarki hayatımızda yolunda giden gitmeyen birçok olay yaşamışızdır. Bu olaylardan bazısının olumlu…
Merhaba sevgili kalemlik okuyucuları. Bu hafta pek çok medeniyetin hikayesini içinde bulunduran Kapadokya’nın gizli tarihi…
Merkür retrosu, astroloji dünyasında ve kendi dünyalarımızda oldukça popüler bir kavramdır. Bu dönemin iletişim; seyahat,…
Merhaba sevgili KalemlİK okurları! Sonbahara veda ederken tüm güzellikleriyle kucak açan kışın yeniliklerine kendimizi yavaş…
View Comments