Pek çok uygarlığın izlerini taşıyan, milattan önce 7000’li yıllara dayanan tarihiyle bizleri büyüleyici bir yolculuğa çıkartacak Efes Antik Kenti’ni keşfetmeye ne dersiniz? Cevabınız evet ise gelin birlikte UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan kültürel varlığımıza bir göz atalım. Emin olun okurken bile sanki gitmişsiniz gibi hissedeceksiniz.
İzmir’in Selçuk ilçesinde bulunan Efes, gerek bir liman kenti olması gerekse doğu ile batı arasında bir bağlantı sağlaması nedeniyle tarih boyunca ticari ve politik açıdan oldukça önemli bir konuma sahipmiş. Zaten bu konumu Efes’in gelişmesini ve başkent olmasını da sağlamış. Roma, Bizans, Helenistik ve Osmanlı dönemleri boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmasının sonucu olarak da zengin bir mimariye sahip olan kent; MÖ 550’de Lidya kralı Creseus tarafından yaptırılan Kibele geleneğine dayalı Artemis Tapınağı ile dünyanın 7 harikasından birini de bünyesinde barındırıyor. Tapınaktan günümüze sadece birkaç parça taş ve bir sütun kalmış olsa da etkileyici görüntüsünden hiçbir şey kaybetmemiş diyebilirim. Tarihiyle, hikâyesiyle kesinlikle görmeniz gereken yerlerin başında gelmeli.
Bir diğer görülmesi gereken meşhur yer ise Efes Antik Tiyatrosu! Her bir katının farklı dönemlerde eklendiği, 24 bin kişilik izleyici kapasitesine sahip tiyatro, günümüze kadar çok iyi bir şekilde korunarak gelmiş. 65 sıradan oluşan tiyatro, antik dönemin en büyük açık hava tiyatrosu olma özelliği ile de bilinmektedir. Dünyanın en büyük üçüncü kütüphanesi olan Celcus ile yolculuğumuza devam edelim. Roma Dönemi’nin en önemli senatörlerinden olan Celcus’un anısına yaptırılan kütüphanede o dönemlerde 14 bin kitap olduğu söylenilmektedir. Kütüphanenin dış duvarları üzerinde bulunan hikmet, bilgi, akıl ve erdemi simgeleyen 4 heykel de görenleri ilk andan etkisi altına alıyor.
Geçmişte yaşanılan bir deprem sonucu eserlerin büyük bir bölümü yok olsa da içinde gezdiğinizde sanki bir yerden filozof çıkacakmış gibi dönemin atmosferini güçlü bir şekilde hissedeceğinize emin olabilirsiniz. Ve gelelim her yıl on binlerce turistin ziyaret ettiği Meryem Ana Evi’ne! Hz. İsa’nın ölümünden sonra St. John’un Meryem Ana’yı getirdiği bilinen bu evin hikâyesini mutlaka girişte okuyun ve öyle ziyaret edin. Büyük bir şaşkınlıkla okuyup etkileneceğinize eminim. Meryem Ana’nın son yıllarını geçirdiği evin etrafındaki çeşme ve dilek duvarlarını da keşfetmeyi hatta bir dilek dilemeyi de unutmayın!
İçerisinde daha pek çok tapınak, çeşme, mağara, kilise ve kalenin yer aldığı; doğal güzelliğiyle, sanatsal ve tarihi dokusuyla bir yazıya sığdırılamayacak kadar büyük olan Efes mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri olarak listenizde yer almalı. Yaşanılan onca depreme ve yangına rağmen ayakta kalan, tarihin bir parçası değil tarihin ta kendisi olan Efes’i umarım hepimiz en kısa zamanda gidip görebiliriz.
İlginizi Çekebilir: Wikipedia Tarafsızlığını Yitirdi Mi?
Bazen çok sevmemize ve değer vermemize rağmen bizim için anlamı ve kıymeti çok büyük olan…
Elbet bu zamana kadarki hayatımızda yolunda giden gitmeyen birçok olay yaşamışızdır. Bu olaylardan bazısının olumlu…
Merhaba sevgili kalemlik okuyucuları. Bu hafta pek çok medeniyetin hikayesini içinde bulunduran Kapadokya’nın gizli tarihi…
Merkür retrosu, astroloji dünyasında ve kendi dünyalarımızda oldukça popüler bir kavramdır. Bu dönemin iletişim; seyahat,…
Merhaba sevgili KalemlİK okurları! Sonbahara veda ederken tüm güzellikleriyle kucak açan kışın yeniliklerine kendimizi yavaş…
Modern ilişkiler, insan duygularının ve psikolojisinin derinliklerine dokunan çeşitli karmaşıklıklarla doludur. Şimdilerde bir ilişkinin başlaması,…