Yeniyi ve eskiyi müziğiyle harmanlayan, son zamanlarda farklı tarzıyla adını sıkça duyduğumuz Emre Fel ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Keyifli okumalar!
Merhabalar, ben teşekkür ediyorum. Emre Fel kimdir? Emre Fel, 1998 yılının Ağustos ayında dünyaya gözlerini açmış, 2016 yılında müzik ile tanışmış ve tanışmasının ardından türlü müzik dallarını denemesinin sonunda; “Kendi adını verdiğim bir sanat dalından büyüyeceğim” demesi ile 2019 yılında “Yeni Anadolu” projesi çemberinde şarkılar üretmeye devam etmekte olan yeni nesil müzik adamı.
Bu soruya aslında birçok örneğim olacaktır fakat aralarında bir tanesi var ki konserlerimde dahi yeri hiçbir zaman değişmez. O şarkı Gülpembe…
Yazım sürecinde özel bir düzeneğim yok aslında. Her an, her yerde ve her koşulda şarkı yazabilirim fakat kayıt aşamasında işler değişiyor. O an ilham ile minik alışverişlerimiz oluyor. Bir de gömleğimin cebinde taşıdığım bazı totemlerim var. O totemler ile birlikte kayıta giriyor, onlar ile terk ediyorum o anı. Sonrası sizlerde…
Tabii ki. Bu duyguya zaman zaman o kadar derin düşüyorum ki, kendime geldiğimde farklı bir kafada diriliyorum. Kendimle özleştirdiğim bir düzine şarkı var ve ara ara dinlemeye çekindiğim zamanlar oluyor. Tam dinlemek için yelteniyor ve sonrasında; “Dur! Zamanı şu an değil” diyerek kendimi o andan uzaklaştırıyorum. Çok başka bir hâl…
6 senedir müziğin içerisindeyim ve bir an olsun geri adım atmadım. Ölesiye tutkulu, ölesiye düzenli ve ölesiye saygılı bir yol çizdim kendime. Öylesine derin bir yol… Sürekli denedim. Bir tarz belirledim kendime ve buna bir isim verdim. Yeni Anadolu… Bu tarzın yayımlanmış ve duyulmasına vesile olan ilk şarkısı “Merhabalar”ı kayıt alıp sizlerle buluşturdum ve deneme yanılma girişimim olumlu sonuçlandı. Kısacası işin özünde düzen ve saygı ile örülmüş bir yol var. Beni ben yapan iki unsur…
Bilemeyiz diyelim.
En net ve kolay cevap verdiğim sorudur bu. Ustanın büyüleyici icrası ile; Cem Karaca – Alageyik Destanı…
Bu dünya her tür insana açık bir dünya aslında. Girmek ve terketmek oldukça kolay. Zor olan kısım içinde barınabilmek… Her kafa farklı şehre mihman eyler ve alabildiğini alır oradan. Fakat veren tarafın alan tarafa doğru ve net bir tavır sunması gerek. Bu yol doğru örülmüş ise iki taraf da sefa içinde barınma eylemini gerçekleştirir. Gördüklerim ve duyduklarım neticesinde bu örgü doğru sonuçlanma yolunda ilerliyor. O yolda henüz görülecek, duyulacak ve en önemlisi öğrenecek çok şey var. Demem o ki; Net ve ne istediğini bilerek sergilediğin tavır, veren tarafı da alan tarafı da bu dünyada sefa içerisinde barındırabilir.
Diğer bir soruda söylediğim gibi; “Her an, her yerde ve her koşulda şarkı yazabilirim.” O duruma henüz düşmedim ve umarım da düşmem. Kafamın içi hiçbir zaman susmuyor ve bunları bir şekilde dışa vurmam gerekiyor. Bunu sesli haykırmak yerine, sözlü haykırma yolunu seçiyorum. Haliyle yazma eylemim de başarı ile sonuçlanıyor. Düşünmesi bile korkutuyor.
Oldukça keyif aldığım bir röportaj oldu. Umarım yerini bulan cevaplar verebilmişimdir. Teşekkürlerimi sunuyorum…
İlginizi Çekebilir: Yetenekli Şarkıcı Mine Özgüle Röportajı
Bazen çok sevmemize ve değer vermemize rağmen bizim için anlamı ve kıymeti çok büyük olan…
Elbet bu zamana kadarki hayatımızda yolunda giden gitmeyen birçok olay yaşamışızdır. Bu olaylardan bazısının olumlu…
Merhaba sevgili kalemlik okuyucuları. Bu hafta pek çok medeniyetin hikayesini içinde bulunduran Kapadokya’nın gizli tarihi…
Merkür retrosu, astroloji dünyasında ve kendi dünyalarımızda oldukça popüler bir kavramdır. Bu dönemin iletişim; seyahat,…
Merhaba sevgili KalemlİK okurları! Sonbahara veda ederken tüm güzellikleriyle kucak açan kışın yeniliklerine kendimizi yavaş…
Modern ilişkiler, insan duygularının ve psikolojisinin derinliklerine dokunan çeşitli karmaşıklıklarla doludur. Şimdilerde bir ilişkinin başlaması,…