Daha önce hiç hayır demek istediğiniz bir şeye evet dediğiniz oldu mu? Ya da hayır demek isteyip de evet demek zorunda hissettiğiniz bir an… Eğer cevabınız evet ise gelin bu konuya bir de beraber göz atalım.
Birçoğumuzun hayatının belirli bir döneminde başına gelen bu durumun aslında belli başlı sebepleri vardır. En büyük sebeplerinden birisi ise hayır dediğimiz zaman karşımızdaki kişilerden göreceğimiz tepkilere veya olaylara karşı korku ve endişe duymamızdır. İşte bu yaşadığımız endişe dolu bilinmezlik hissi, bizi istemediğimiz halde evet demeye itmektedir çünkü o anlık verdiğimiz evet cevabı yaşayacaklarımızın bilinmezliğini ortadan kaldıracak gibi hissettirir bize. Peki ama ya o an hayır deseydik? Kafamızın içinde sürekli aynı sorular dönüp duracaktı değil mi? “Acaba ayıp mı etmiş oldum, kalbini kırmış olabilir miyim, ya böyle dediğim için benimle bir daha görüşmezse…?” Aslında bütün bu düşüncelerimizin altında tek ve gerçek bir korku yatıyor diyebiliriz. “Yalnız kalma korkusu”.
Peki ama sadece yalnız kalmaktan korktuğumuz için başkalarını incitip üzmemek adına kendi duygu ve düşüncelerimizi tamamıyla göz ardı etmek ne kadar doğrudur? Başkalarının mutluluğu için içimizde bastırdığımız duyguların bize karşı bir yaptırımı da olacaktır elbet. Mesela bunun en büyük örneklerinden birisi böyle anlarda kendimizi kapana sıkışmış hissetmemizdir. Bu kapana sıkışmışlık hissi zamanla daha büyük sorunlara yol açarak depresyona kadar uzanabilir. İşte bu noktada kendi mutsuzluğumuzu hiçe sayarak başkalarını mutlu etmeye çalışmamızın ne kadar doğru olduğunu tekrardan bir düşünmeliyiz bence.
Gerçekten de başkaları için kendimize bunları yaşatmaya değer miydi? Bu noktada da eğer cevabınız hayır ise gelin bu duruma beraber son noktayı koyalım. Öncelikle hayır demenin reddetmekle aynı şey olmadığını ve bizi güçsüzleştirip küçük duruma düşürmeyeceği konusunda hemfikir olalım. Karşımızdaki kişilere hayır derken kendi duygularımızı ve bize neler hissettirdiklerini de dile getiriyor olursak o zaman karşı taraftaki kişilere de kendi istek ve taleplerini tekrardan gözden geçirerek bu durumu fark edip tutumlarını değiştirme ve düzeltme şansı veriyor olabiliriz.
Ve son olarak artık biliyoruz ki hayır demek belirli sorunlara yol açabiliyor ama hayır diyememek çok daha büyük ve kapanmayacak sorunlara yol açacaktır. O yüzden yeri geldiği zaman başkaları için kendi duygularımızı hiçe saymadan ve onlara yaşatmaktan korktuğumuz hayal kırıklığını ömrümüzün sonuna kadar kendimizin yaşamaması için korkusuzca “hayır” diyebilme cesaretini gösterebilmeliyiz. Unutmayın ki sizden değerli hiçbir şey yok. Sevgi ve sağlıkla kalın.
İlginizi Çekebilir: Ocak Ayı Etkinlik Takvimi #Ajanda
Bazen çok sevmemize ve değer vermemize rağmen bizim için anlamı ve kıymeti çok büyük olan…
Elbet bu zamana kadarki hayatımızda yolunda giden gitmeyen birçok olay yaşamışızdır. Bu olaylardan bazısının olumlu…
Merhaba sevgili kalemlik okuyucuları. Bu hafta pek çok medeniyetin hikayesini içinde bulunduran Kapadokya’nın gizli tarihi…
Merkür retrosu, astroloji dünyasında ve kendi dünyalarımızda oldukça popüler bir kavramdır. Bu dönemin iletişim; seyahat,…
Merhaba sevgili KalemlİK okurları! Sonbahara veda ederken tüm güzellikleriyle kucak açan kışın yeniliklerine kendimizi yavaş…
Modern ilişkiler, insan duygularının ve psikolojisinin derinliklerine dokunan çeşitli karmaşıklıklarla doludur. Şimdilerde bir ilişkinin başlaması,…