Koreograf ve dans eğitmeni Çisil Sıkı ile “kendinden koparak kendini bulmak, kendini hissetmek ve kendini yaşamak” olarak tanımladığı mesleği ve kariyer yolculuğu hakkında keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Asla hayal edemezdim ama ben hayal etmekten çok, çalışmaya vakit ayırdım. Büyük hayaller kurmak yerine, çok çalışıp yapabileceğimin en iyisini yaparak ilerlemeyi ve o yolun içerisinde de anı yaşayarak tecrübe etmeyi tercih ettim. Şu an o yolun beni sürüklediği yerlerin içerisinde bulunsam da hâlen farkında olamıyorum. Çalışmaya, gelişmeye ve tutkumu hissetmeye odaklıyım, kendime objektif bakamıyorum çoğunlukla. Bu yüzden mentörünüzün hep yanınızda olması önemli. Mentör, hayallerimize giden yolda olmazsa olmaz en önemli şey.
Kendinden koparak kendini bulmak, kendini hissetmek ve kendini yaşamak. Bu kadar kendin odaklı bir hâlin dışarıya yarattığı etki, verdiği enerji de ayrı bir konu ve bence çok değerli. Dans eden birini izlemek terapi gibi bence.
Koreograflık, dansla sanatı birleştirmek için benim oyun alanım, en keyif aldığım yerlerden biri. Vogue, şu an Türkiye’de çok yeni, benim için de çok yeni. Uzun senelerdir eğitimini alıyorum ve tabii ki hâlâ heyecanla öğrenmeye devam ettiğim bu yeni stilin hikâyesini herkesle paylaşmak için çok heyecanlıyım. High Heels Dance, Ömer hocamla birlikte kurduğumuz eğitim programım. Tek programım ve tecrübe ettiğim, öğrendiğim ne varsa sürekli geliştirdiğim bir program. Yeni bir eğitim programı değil ama her zaman yenilenen bir eğitim programım olarak devam edecek.
Ömer Yeşilbaş sayesinde ortaya çıkan, benim tecrübelerimle, yaşadıklarımla, öğrencilerimle şekillenen ve hep şekillenmeye devam edecek bir program. Ömer hoca, benim ve birçok kadın dansçının hep erkek gibi dans etmeye çalıştığını görünce, kadını kadın hissettirebilecek en önemli materyal olan topuklu ayakkabı ile dans ettirmeye başladı. Feminen hislerimizin, bizleri biz yapan güçlü yanlarımız olduğunu ve dans ederken bununla daha da güzelleşebileceğimizi gösterdi. Bir erkek olarak topuklu ayakkabıyı giyip beni yetiştirmesi benim için çok büyük bir fedakârlıktı. Ben de benim için yaptığı bu fedakârlığı elimden geldiğince öğrencilerimle büyütmeye, geliştirmeye çalışıyorum.
Bir balerin için point ayakkabısını giymek nasıl teknik gerektiriyorsa aynı şey topuklular için de geçerli. Teknik olarak öğrenilmesi ve vücudumuzda geliştirmemiz gereken çok şey var. Bilek güçlendirme ve esnekliği, ağırlık aktarımları, kas kullanımı, denge, bacak çizgileri vb. daha say say bitmeyecek olan birçok teknik; çalışma topuklu ayakkabı ile dans ederken öğrenmemiz gereken şeyler arasında.
Bu “DansFabrikalı” olmakla alakalı özel bir şey aslında. Biz kocaman bir aileyiz. Bu da dansla kazandığım ve ortak tutkularımızla amaçlarımızla kaybetmeden devam ettiğimiz bir bağ. Dans, çok büyük enerji bağı yaratan bir olgu ve o kadar saf bir enerji ki. Sözlü iletişimde yaşanan hiçbir olumsuz şey dansta yok. Dansla iletişim kurduğunuzda sadece pozitif ve çok ama çok büyük bir enerji, bağ elde ediyorsunuz. High Heels Dance öğrencilerimle de özel bağlarımızın olduğu ortada. Onlardan çok şey öğreniyorum. Birkaç öğrencimin hikâyesini YouTube kanalımda bulabilirsiniz. Birbirimizin hikâyelerinden ilham alıyoruz, birlikte hislerimizi dans ederek paylaşıyoruz, birlikte özgür oluyoruz, birlikte hissediyoruz, birlikte dans ederek büyüyoruz. Kocaman bir aileyiz ve birbirimizi büyütüyoruz.
Öz farkındalık, empati, özgüven, bağ kazandıran bir terapi olduğunu düşünüyorum. Fiziksel olarak inanılmaz bir antrenman olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Biz anlamadan eğlenirken vücudumuzdaki her kas durmaksızın çalışıyor ve vücudumuza hâkim olup nasıl kullanacağımızı öğreniyoruz.
Kesinlikle, beni çok değiştirdi bir kere. Çağ Çalışkur, Tuğrul Tülek, İpek Bilgin hocalarıma ne kadar teşekkür etsem az bu konuda. Dansta ifade etmek için vücudumuzu kullanıyoruz ama çoğu dansçı hislerini unutuyor. Tüm hareketlerimiz hislerimizden geliyor. Bunun için oyunculuk, bir dansçı için kesinlikle alınması gereken bir eğitim bence.
Çisil Sıkı, sürekli aktif ve hareketsiz kalamıyor. Planlı, disiplinli, çalışkan hâlim eğlenmek şartıyla bence normal hayatımda da devam eden bir hâl. Eğlenmeyi çok seviyorum ve keyfime çok düşkünüm. Her anımdan keyif almak istiyorum. Kitap okurum çokça, vakit buldukça ata binerim, antrenmanlarımı yaparım ama hayatımın %99’u dans. Bunlar sadece %1’i sanırım.
Dansçılara tavsiyem, neden dans ettiklerini hiç unutmasınlar. Dans ederken herkesin farklı bir sebebi var. Neden dans ediyorsun diye kendilerine sorduklarında, o sebebi hiç unutmasınlar. Kendinize güvenin ama yeteneğinize güvenmeyin, çok çalışın pes etmeyin. “Yetenekli miyim?” sorusunu unutun, “Dansı ne kadar çok çalışacak kadar seviyorum?” diye sorun kendinize. Sonsuza kadar öğrenci olarak kalacağınız ve sürekli bir şeyler öğreneceğiniz yolda her anın tadını çıkarın.
İlginizi Çekebilir: Müzisyen Ayça Özefe Röportajı
Bazen çok sevmemize ve değer vermemize rağmen bizim için anlamı ve kıymeti çok büyük olan…
Elbet bu zamana kadarki hayatımızda yolunda giden gitmeyen birçok olay yaşamışızdır. Bu olaylardan bazısının olumlu…
Merhaba sevgili kalemlik okuyucuları. Bu hafta pek çok medeniyetin hikayesini içinde bulunduran Kapadokya’nın gizli tarihi…
Merkür retrosu, astroloji dünyasında ve kendi dünyalarımızda oldukça popüler bir kavramdır. Bu dönemin iletişim; seyahat,…
Merhaba sevgili KalemlİK okurları! Sonbahara veda ederken tüm güzellikleriyle kucak açan kışın yeniliklerine kendimizi yavaş…
Modern ilişkiler, insan duygularının ve psikolojisinin derinliklerine dokunan çeşitli karmaşıklıklarla doludur. Şimdilerde bir ilişkinin başlaması,…
View Comments