Genç Oyuncu Gizem Katmer ile mesleği, Masumlar Apartmanı, set ortamı ve hayatına dair keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Gelecek kaygısı olmayan pek bir meslek yok gibi günümüzde. Ben oyunculuk okumaya karar verdiğimde de elbette zorlu bir yol olacağının farkındaydım ama bunu kabullenerek bu bölümü okumaya karar verdim. Şanslıyım ki sadece bir yıl kadar kısa bir süre, mesleğim olmayan sektörlerde çalıştım. Garsonluk, satış pazarlama gibi işler yaptım. Şimdi kendi mesleğimi yapabiliyorum ama yarın ne olacağı belli olmaz tabii ki. Disiplinli çalışmanın karşılığını alacağımızı ummaktan, sabırlı olmaktan ve iyi düşünmekten başka bir yol yok gibi geliyor bana.
Psikolojiye ilgim var. Sanırım psikoloji okumak isterdim ama bedensel olarak aktif olmayı sevdiğim için mutlaka bir performans dalıyla da ilgim olsun isterim.
İlk işimde birçok açıdan çok çok şanslıyım. TRT 1 ekranlarında olmak, yapım şirketimiz OGM’nin vizyonu, Çağrı Hoca ve ekibin gerçekten hayranı olduğum çalışma biçimi ve şevkleri. Belirttiğiniz gibi o kadar yetenekli, deneyimli, çalışkan oyuncularla çevrili ki etrafım; hemen her set günü nasıl şükredeceğimi düşünürken buluyorum kendimi. Set oldukça keyifli geçiyor, herkesin işini severek ve içine sinerek yaptığı bir çalışma ortamımız var.
Hikâyemiz o kadar ince işleniyor ki aslında her sahne zorlayıcı bence. On üç bölüm oldu ama benim için hâlâ en zorlayıcı sahne 6’ncı bölümdeki küvet sahnesiydi.
Açıkçası bununla ilgili söyleyebileceklerim ancak teori olabilir çünkü böyle zor koşullarda insan neye ya da kime dönüşeceğini kestiremiyor. Safiye gibi bir ablam olsaydı muhtemelen bugün ki ben olamazdım. Şimdi durduğum yerden bakınca ben dayattığı şeyleri daha zor kabullenirdim gibi geliyor ama dediğim gibi öngörmesi çok zor.
Bence apartmanda masum olmayan biri yok. Kötü ya da suçlu yok aralarında. Hasarlı, kırılgan, hırçınlaşmış yer yer manipülatif ruhlar hepsi. Ama dönüştükleri kişiler, masum olmadıkları anlamına gelmiyor.
Televizyon sektöründe çok yeniyim. İçinde bulunduğum set ve projede kendimi güvende, iyi hissediyorum. Ama bütün sektör böyle midir henüz bilemiyorum açıkçası. Tiyatro ise benim kendimi ilk ifade edişim, başladığım yer, yuva gibi.
Ben liseyi Sapanca’da okudum. Küçük bir yer orası. Genelde okuldan kaçıp insanlar sinemaya vs. giderken biz kayıkla göle açılırdık. Lise arkadaşlarım hâlâ en çok görüştüğüm insanlar mesela. Çok keyifli ama zaman zamanda sıkıcı günlerdi diyebilirim.
Paul Sartre ve Simone de Beauvoir ikilisini çok merak ediyorum şu sıra.
İlginizi Çekebilir: Siynem Gültekin Röportajı
Tarih boyunca Eski Mısır, Hindistan, Çin ve Yunan gibi birçok kültürde varlığını sürdüren astral seyahat;…
Bazen çok sevmemize ve değer vermemize rağmen bizim için anlamı ve kıymeti çok büyük olan…
Elbet bu zamana kadarki hayatımızda yolunda giden gitmeyen birçok olay yaşamışızdır. Bu olaylardan bazısının olumlu…
Merhaba sevgili kalemlik okuyucuları. Bu hafta pek çok medeniyetin hikayesini içinde bulunduran Kapadokya’nın gizli tarihi…
Merkür retrosu, astroloji dünyasında ve kendi dünyalarımızda oldukça popüler bir kavramdır. Bu dönemin iletişim; seyahat,…
Merhaba sevgili KalemlİK okurları! Sonbahara veda ederken tüm güzellikleriyle kucak açan kışın yeniliklerine kendimizi yavaş…
View Comments
Çok güzel bir röportaj olmuş. Sartre ile tanışmayı ben de isterdim :)
👏
👍👏
Dikkat çeken bir röportaj olmuş. 👏👏Başarılarının devamını dilerim 🥳
👏⭐
Samimi, sohpet tarzında bir ropörtaj olmuş.
Çok sevimli bir kız. Neriman'ı da çok iyi canlandırıyor.