Moda Efsanesi: Coco Chanel

Merhaba Sevgili KalemlİK okurları! Bugün lüks markaların en başarılısı, moda kelimesinin eş anlamlısı olan Chanel markasının kurucusu; geçmişten bugünlere kadınların hayallerini süsleyerek pek çok ürün üreten ve tasarlayan meşhur Coco Chanel’den bahsedeceğim.

Hepiniz Coco Chanel’in kadınların özgürlüğü için sistemin kuralları nasıl alt üst ettiğini duymuşsunuzdur. İlk kez kadınlara pantolon giydiren, hareketlerini kısıtlayan daracık korselerden kurtaran, süslü kocaman tüllü elbiselerden bertaraf eden: Coco Chanel. Siz Coco Chanel modaya yön verdi, moda akımı yarattı sanıyor olabilirsiniz ancak bu onun yaptıklarının yalnızca küçük bir kısmıydı. O erkek egemen topluma tek başına kafa tuttu, ona tiksinerek bakan kadınlara rağmen her şeyi olmak istediği kişi olabilmek için yaptı. Şimdi bakalım sevgili Coco Chanel nasıl ataerkil topluma baş kaldırdı?

Bir düşkünler evinde doğan Chanel’in anne ve babası o 15 aylıkken evlendi, peş peşe kardeşleri doğmaya devam ederken annesi çocuklarına bakmaya ve eşinin sevgisini kazanmaya çalışıyordu, babası ise yalnızca başka kadınlarla ilgileniyordu. 12 yaşına geldiğinde annesi tüberküloz sebebi ile hayatını kaybetti fakat onu öldüren asıl şey sevgisizlikti! Babası erkek çocuklarını çiftliğe kızlarını ise gözünü bile kırmadan yetimhaneye yolladı.

Manastırda katı ve sert bir eğitim aldı ama bu eğitimin tek iyi yanı dikiş dikmekti, onu da emredilen gibi değil kendi hayal gücü ile yaptı. Unutmayın sizi aşağılayabilirler ancak asla hayallerinize dokunamazlar. Dikiş dikmekte iyi olduğunun farkındaydı, manastırdan sonra bir dikim evinin çatı katında kız kardeşi ile yaşamaya ve dikiş dikmeye devam etti, hafta sonları ise başka bir dikim evinde süvari askerlerine pantolon dikmeye başladılar. İkisi de askerlerin ilgisini çekiyor akşamları gazinoya gidip eğleniyorlardı, Chanel asla yetinmedi sahnede olmak istiyordu, çok geçmeden de akşamları orada şarkı söylemeye başladı: “Qui qu’a vu Coco dans I’Trocadero?’’Şarkısını söylediği için herkes ona Coco demeye başlamıştı. Sevgilisi Etienne’in şatosunun bir odasında yaşamaya ve kendi şapkalarını dikmeye başladı böylece Paris sosyetesini de tanımış oldu. Bir süre sonra Etienne’in arkadaşı ve tek aşkı, ilham kaynağı olacak olan Boy Capel ile tanıştı, Capel’e aşık olması ve Etienne’in onun ürettiklerini gülünç bulması  nedeni ile ondan ayrıldı. Mösyö Boy’un da yardımı ile Paris’e yerleşti. Bir balo düzenleyerek soylu kişileri davet etti. Kimsenin dönüp de yüzüne bakmadığı kırmızı şapkasını prenses Victoria Melita’ya taktim etti. Prenses şu sözleri söyledi:

-Her yerde gördüğüm şapkalardan çok farklı bunlar. Bu da sizin zor seçimler yapmaktan korkmadığınızı gösterir. Nehrin akıntısına karşı yüzmek gözü pek insanlara yada kendinden emin olan dâhilere özgü bir harekettir. Ama her şeyden önce hepsinin şahane olduğunu söylemek istiyorum.

Bununla beraber ürettiği her şey para etmeye başlayan Chanel mayo ve giysileri de ürünlerinin arasına ekledi. 1910 yılında tam 21 adet şapka dükkanı vardı.Dünya savaşı devam ederken bile satışları artmaya devam eden Chanel’e sevgilisi Boy Capel şu sözleri itiraf etti:

-Düşünsene, ben hesabına her para yatırışımda eline seni oyalayacak bir oyuncak verdiğimi düşünüyordum. Senin değerini anlayamadım Coco. Sen bu parayı özgürlüğünü satın almak için kullandın.

1919 yılında sevgilisi Capel’i bir trafik kazasında kaybetti. Bu dönemde de üretmeye ve bunları satmaya devam etti. Soylu hanımların kendilerini değerli taşlarla süslemesine boynuna taktığı altı dizi değersiz inci ile karşılık verdi ve bu inciler onun vazgeçilmezi oldu. Elbiselerin boyunu kısalttı, korseleri kaldırdı, maskülenliği arttırdı, çantalara aşk mektupları için küçük gözler ekledi, kadınlara jarse kumaştan spor kıyafetleri dikti ve bütün bunları burnu havada sosyete kadınlarına kabul ettirmeyi başardı.1926 da yılında arkadaşı Etienne’nin cenazesinde giydiği siyah dar elbisesi, 60’lı yıllarda Audrey Hepburn ile birlikte bir dünya modası haline geldi. No 5. Parfümünü satışa sunması ile herkesi peşinden koşturur hali gelmişti.1935 yılına geldiğimizde yanında tam 4000 kişi çalışıyordu ve işleri mükemmel gidiyordu.

Bunun ardından 15 yıl kadar bir süre İsviçre’de yaşadı. Ta ki genç bir modacının Paris’te moda rüzgarları estirdiği Chanel’in tahtını sarstığını duyana kadar… Hemen Paris’e döndü, gece gündüz ve aç susuz çalıştı yeni koleksiyonlar çıkarttı, Chanel küllerinden doğuyordu fakat fark etmediği şey zamanının tükeniyor olmasıydı.10 Ocak 1971’de lüks otel odasında hayata gözlerini yumdu.

Coco Chanel’i bir moda efsanesi yapan şey kimsenin yapmaya cesaret edemediği şeyleri herkese rağmen yapmasıydı. Onun bize bıraktığı en önemli şey kadınların özgürlükleri için verdiği o cesurca mücadele…

İlginizi çekebilir: Karavan ile Gezilebilecek Eşsiz Güzellikler

 

Aleyna Kocakuş

Recent Posts

Kintsukuroi’nin Felsefesi: Kırılmanın ve Onarımın Güzelliği

Bazen çok sevmemize ve değer vermemize rağmen bizim için anlamı ve kıymeti çok büyük olan…

3 gün ago

Murphy Kanunları: Şanssızlık mı, Bilim mi?

Elbet bu zamana kadarki hayatımızda yolunda giden gitmeyen birçok olay yaşamışızdır. Bu olaylardan bazısının olumlu…

7 gün ago

Kapadokya’nın Tarihî Derinlikleri

Merhaba sevgili kalemlik okuyucuları. Bu hafta pek çok medeniyetin hikayesini içinde bulunduran Kapadokya’nın gizli tarihi…

1 hafta ago

Merkür Retrosu Bizi Gerçekten Etkiliyor Mu?

Merkür retrosu, astroloji dünyasında ve kendi dünyalarımızda oldukça popüler bir kavramdır. Bu dönemin iletişim; seyahat,…

2 hafta ago

Kasım Ayı Etkinlik Takvimi #Ajanda

Merhaba sevgili KalemlİK okurları! Sonbahara veda ederken tüm güzellikleriyle kucak açan kışın yeniliklerine kendimizi yavaş…

2 hafta ago

Lovebombing, Ghosting ve Gaslighting

Modern ilişkiler, insan duygularının ve psikolojisinin derinliklerine dokunan çeşitli karmaşıklıklarla doludur. Şimdilerde bir ilişkinin başlaması,…

3 hafta ago