Moda Sektörü ve Pandemi: Podyumda Yeni Normal

Dünya Sağlık Örgütü’nün Covid-19 virüsü sebebi ile ilan ettiği, ne zaman sona ereceğini bilmediğimiz ve yaşamımızı yeniden şekillendirdiğimiz pandemi sürecindeyiz. Artık geçici bir sorun olmaktan çok, hayatımızın bir parçası hâline geldi. Zorlu şartlar altında eğitimimizi, işlerimizi ve hobilerimizi devam ettirmeye çalışıyoruz.

Sokağa çıkma yasaklarından ülke sınırlarının kapatılmasına kadar birçok kısıtlamaya şahit olup eve kapandığımız günlerde bu yeni yaşam düzenine ayak uydurabilmenin ne kadar önemli olduğunu deneyimledik. Bütün krizler gibi, koronavirüs salgını da yarattığı olumsuz koşullara uyum sağlayabilenler için yenilikçiliği, öncülüğü ve fırsatları da beraberinde getirdi. Bu uyum süreci, her alanda olduğu gibi kendini kültür ve sanat etkinliklerinde de gösterdi. Binlerce kişilik salonlarda dinleyicilerine seslenen müzisyenler, salgınla birlikte müziklerine dijital ortamda hayat verdiler. Sinema perdesinde izleyiciye sunulması planlanan filmler dijital platformlarda izlendi. Sanat ve tasarım eserleri çevrimiçi sergilerle sanatseverlerle buluştu. Dünyanın herhangi bir yerinde bulunan müzeyi birkaç tuşa basarak gezebilmek olanaklı hâle geldi.

Peki ya moda sektörü?

Moda sektörü, salgından en çok etkilenen sektörlerden biri oldu ve birçok değişiklik gerçekleşti. Moda sektörü, yeni düzenin getirdiği dijital dönüşümden uzak kalamazdı. Salgının başlangıcında izleyicisiz olarak ilerleyen zamanlarda ise önlemlerin alınmasıyla birlikte yüz yüze defileler de başladı. Örneğin Louis Vuitton İlkbahar-Yaz 2021 Moda Şovu “fijital” (fiziksel + dijital) olarak gerçekleşti. Ulaşım sağlayamayıp defileye çevrimiçi platformdan katılan seyirciler, salona yerleştirilen 360 derece çekim yapan kameralar sayesinde, bağlandıkları cihazlarından görüntüyü hareket ettirerek tüm salona erişme fırsatı buldu.

Geçtiğimiz günlerde, Versace Sonbahar-Kış 2021 Moda Şovu ise tamamen dijital olarak çevrimiçi platformlarda yayınlandı. Dünyaca ünlü modellerin, alışılagelen podyum yürüyüşlerinin ötesinde bir performans sergilediği görüldü. Modeller, Versace’nin ikonik motifinden ilham alınarak tasarlanan labirent biçimli bir podyum üzerinde yürüyordu. Şovun dijital ortamda gerçekleşmesi, montajlarla birlikte videografik açıdan gerçeküstü ve masalsı bir atmosfer yaratılmasında önemli bir katkı sağlamıştır. Böylece yüz yüze defilelerden daha geniş olanaklara sahiptir.

“Dijital bir yakınlık çağında yaşanmasına rağmen, gerçek bir bağlantı kurmak için zaman ayırmak çok önemlidir. Günümüz ve gelecek bana böyle görünüyor.”-Donatella Versace

Kendimce en iyisini sona saklayarak pandemi öncesinde de pek çok sürreal çalışmaya imza atan Balenciaga’nın Sonbahar-Kış 2021 Moda Şovu’ndan bahsetmek istiyorum. Dünyanın dört bir yanından 330 kişiye davetiye olarak sanal gerçeklik gözlükleri gönderildi ve defile bir video oyunu olarak VR teknolojisi ile gerçekleştirilmiş oldu. Kreasyondaki zırh ve uzay giysisi parçaları, Louis Vuitton’un şu anki kreatif direktörü Nicolas Ghesquière’nin Balenciaga için tasarladığı İlkbahar-Yaz 2007 Robot Koleksiyonu’nun izlerini taşıyor. Markanın kreatif direktörü Gvasalia, zırh ve uzay giysileri başta korunmayı çağrıştırıyor olsa da genç gamerların gözünde geçmiş ve geleceğe karşı merak ve macerayı simgelediklerini söylüyor.

“Yeni bir maneviyat vaazına girmeden, insanlığın yeni ve umut verici bir bölüm başlatmasının tek yolunun, kendimizle yeniden bağlantı kurmak, kendimizde ve yaşadığımız değerlerde yeni ve modern bir maneviyat bulmak olduğuna inanıyorum.” -Demna Gvasalia

İlginizi Çekebilir: Dünya Kadınlar Günü: Kadın Olmak, Kadın Kalmak