Müzikal tiyatro; hikayelerin müzikler,şarkılar ve danslarla harmanlanmasıdır. Aynı zamanda müzikallerde şarkılar destekleyici değil, hikaye anlatımında doğrudan bir araç olarak kullanılır. Müzikaller içeriklerine ve konuları işleme tarzlarına göre, drama, komedi, revü, opera, variete gibi çeşitlere ayrılır. Her bir çeşidinde sanatçılar tiyatronun edebi tarafıyla müzikal tarafını birleştirmeyi başarır.
Müzikal tiyatro, şu anki halini alana kadar birçok değişikliğe uğramıştır. Müzikal tiyatronun başlangıcı Antik Yunanla başlamıştır. Daha sonra Romalılar, kendilerinden de bir şeyler katarak bunu değişikliğe uğratmışlardır. Orta çağa geldiğimizdeyse müzikallerin İncil hikayelerini aktarırken kullanıldığını görüyoruz, bu kullanım Avrupa’da popüler olup geleneksel pantomim ve komik operaların oluşumuna yön vermiştir. Popüler müzikal tiyatro 1700’lerde büyük operaların çıkmasıyla Avrupa’nın birçok yerine heyecan saçmıştır. İlk müzikal ise Paris’te 1840’lı yıllarda Jacques Offenbach ve çeşitli destekçilerinin eserlerinde görülmüştür. Daha sonrasında ABD’de kendi oluşturdukları baştan savma ama popüler müzikal tiyatroları oluşturmuştur. Amerika Müzikalleri’nin 20.yy’da dünya çapında popülerlik kazanmasının en büyük nedenleri İngiliz müzik salonlarının ve Amerikan vodvillerinin yükselişi ve İngiliz baskısının artması gösterilmiştir. Bundan sonrasında ise Broadway’in Altın Çağı başlamıştır. Rodger ve Hartz bu dönemde varlıklarını sürdürmüşlerdir. Dönemin kapanışıysa rock müzikallerinin yükselişiyle olmuştur. 21.yüzyıla gelindiğinde pop şarkılar ile oluşturulan müzikaller sahnelerimize gelmiştir.
Müzikal tiyatrodan bahsedip de klasiklere değinmeden olmaz. Sahnelendikleri döneme damga vuran müzikallerden biri Grease. İlk kez 1978’de beyaz perdeye ardından müzikal tiyatroya çevrilen bu yapım komedi ve romantizmin en iyi örneklerinden biri olarak tarihte kendine yer edinmiştir. Bir diğeri ise Yunan Adaları’nda geçen bir aşk hikayesini anlatan ve Abba’nın şarkılarıyla adından çokça söz ettiren Mamma Mia’dır. Korku öğeleri içeren akışı ve müzikleri ile klasik eserler arasında yerini alan Operadaki Hayalet’i de es geçemeyiz. İlk kez Fransa’da sahnelenen ve ardından hızla dünyaya yayılan sayısız ödüllü Moulin Rouge, görselliği ve müzikleriyle en iyi müzikaller arasına girmiştir. Bir başka klasik ise Hollywood dünyasını anlatan Singin’in the Rain’dir. Birçok farklı ve önemli ödüle sahip olan The Cats de klasikler arasındaki yerini almıştır. Klasik müzikal tiyatrolardan bir diğeri de toplumsal konulara da değinen West Side Story’dir. Animasyon filmden esinlenerek hazırlanan,müzikleri Elton John imzası taşıyan The Lion King aynı zamanda birçok ödüle de sahip olmuştur. Son olarak da Broadway’de en uzun süre sahnelenen müzikal olarak tarihte yerini alan, dünya çapında başarıyı yakalayan Chicago’dan söz edilebilir. Ve bunlar gibi daha birçok klasik bulunmaktadır.
Müzikal tiyatro tarihi çok eski zamanlara dayansa da günümüzde de yerini korumakta. Birçok örnek bulundurmasının yanında hala daha yenileri eklenmekte. Peki, siz en çok hangi müzikal tiyatroyu seviyorsunuz?
İlginizi çekebilir: Everest Dağı: Gizemli Olaylar
Bazen çok sevmemize ve değer vermemize rağmen bizim için anlamı ve kıymeti çok büyük olan…
Elbet bu zamana kadarki hayatımızda yolunda giden gitmeyen birçok olay yaşamışızdır. Bu olaylardan bazısının olumlu…
Merhaba sevgili kalemlik okuyucuları. Bu hafta pek çok medeniyetin hikayesini içinde bulunduran Kapadokya’nın gizli tarihi…
Merkür retrosu, astroloji dünyasında ve kendi dünyalarımızda oldukça popüler bir kavramdır. Bu dönemin iletişim; seyahat,…
Merhaba sevgili KalemlİK okurları! Sonbahara veda ederken tüm güzellikleriyle kucak açan kışın yeniliklerine kendimizi yavaş…
Modern ilişkiler, insan duygularının ve psikolojisinin derinliklerine dokunan çeşitli karmaşıklıklarla doludur. Şimdilerde bir ilişkinin başlaması,…