Size bu yazımızda şimdiye kadar bir kısa ve sekiz uzun metraj olmak üzere toplamda dokuz film çeken, bu filmlerle ülkemizin adını Dünya’ya duyuran yönetmenimiz Nuri Bilge Ceylan ve onun sinematografisinden bahsedeceğiz.
Lise yıllarında filizlenen fotoğraf merakı, üniversitede mühendislik okumasına rağmen peşini bırakmadı. Üniversitenin sinema ve fotoğrafçılık kulüplerinde yer alarak bu merakını gidermeye çalışsa da askerlik yıllarında okuduğu “Roman Polanski”nin biyografisi onu sinemaya yönlendirdi ve sinema tüm benliğini kapladı.
Nuri Bilge Ceylan sineması daha önce aşina olduğumuz türden değildi. İlk filminden son filmine kadar amacı gerçeği yansıtmaktı, gerçek olmaktı. Bizce Nuri Bilge Ceylan’ı bu kadar özel yapan kafasının içinde yarattığı dünyayı filmleştirme yolunda inatçı ve kararlı olmasıdır. Belki bu sebeple sahneler defalarca tekrarlanıyor, sabırlar tükeniyor ancak ortaya çıkan iş o kadar gerçekçi oluyor ki filmde gördüğünüz herhangi bir kareyi kafanızı çevirip etrafa baktığınız an rahatlıkla görebiliyorsunuz.
Ceylan’ı diğerlerinden ayıran özelliği filmi filmde çeken bir yönetmen olması. Film setinde tıpkı roman yazmaya oturan bir yazar gibi. Yazıyor yazıyor beğenmiyor, sayfayı yırtıp bir daha başlıyor. Kamera arkası görüntülerden de anlaşıldığı üzere film setinin kendisi senaryonun irdelendiği, karakterlerin oturduğu yani yaratım sürecinin sürekli devam ettiği bir mekân. Onun bu mükemmeliyetçiliği sıklıkla oyuncularıyla arasında tartışmalara sebep oluyor. “Kış Uykusu” filmi için Haluk Bilginer’e tam üç kez teklif göndermiş olması da bu özelliğini doğruluyor.
Türk sinemasında önemli bir yeri olan usta yönetmen, sinema kariyerinde sayamayacağımız kadar ödül barındırıyor. Cannes ve Berlin Film Festivalleri’nden birçok ödülle dönerek ülkemizi başarıyla temsil etmekle kalmayıp dünya basınında da adından sıklıkla söz ettiriyor. Ayrıca Altın Palmiye ödülünü alan “Kış Uykusu” IMDB’de Top 250’ye giren ilk Türk filmi olma özelliğini taşıyor.
Bizce ülkemizde bağımsız sinemayı farklı bir noktaya getiren sayılı yönetmenlerden biri Nuri Bilge. Onun filmini izlerken kendinizi bir anda Anadolu’nun bozkırlarında bulabilirsiniz. Bir duruşu var sinemasında, ideolojisinde. Bir derdi var anlatmaya çalıştığı. O, filmlerinde hepimizin hayatında olan ama konuşmaya bir türlü cesaret edemediğimiz tabulara değiniyor. İşte bu yüzden filmlerini izlemek yetmiyor, anlamak gerekiyor onu. Hangi filmini önersek aklımız diğerinde kalır; Ahlat Ağacı, Bir Zamanlar Anadolu’da, Uzak, Kış Uykusu, Üç Maymun…
İlginizi Çekebilir: Zekâ Çeşitleri: Bir Balığın Ağaca Tırmanışı
Tarih boyunca Eski Mısır, Hindistan, Çin ve Yunan gibi birçok kültürde varlığını sürdüren astral seyahat;…
Bazen çok sevmemize ve değer vermemize rağmen bizim için anlamı ve kıymeti çok büyük olan…
Elbet bu zamana kadarki hayatımızda yolunda giden gitmeyen birçok olay yaşamışızdır. Bu olaylardan bazısının olumlu…
Merhaba sevgili kalemlik okuyucuları. Bu hafta pek çok medeniyetin hikayesini içinde bulunduran Kapadokya’nın gizli tarihi…
Merkür retrosu, astroloji dünyasında ve kendi dünyalarımızda oldukça popüler bir kavramdır. Bu dönemin iletişim; seyahat,…
Merhaba sevgili KalemlİK okurları! Sonbahara veda ederken tüm güzellikleriyle kucak açan kışın yeniliklerine kendimizi yavaş…