Genel

Reklamcılık ve Pazarlama Stratejileri

Reklamcılık ve pazarlama, hayatımızın her yerinde olmakla birlikte tüketim dünyası bunun üzerine dönüyor diyebiliriz. Bugün büyük ya da küçük hemen hemen bütün pazarlama organizasyonları zaaflarımızı kullanmayı çok seviyor. Aidiyet duygusu, benci yaklaşım, duygusal bağ kurabilmek, sorumluluk hissettirmek bu yazımda bahsedeceğim zaaflarımızdan sadece birkaçı.

Coco-Cola’dan Kişiselleştirilmiş Pazarlama Hamlesi

İlk örneğim Dünya’nın belki de en etkili pazarlama kampanyalarına sahip olan Coca-Cola ile ilgili. Bundan yıllar önce “kola paylaşım kampanyası” adı altında, marka kendi ismini müşterilerinin ismiyle değiştirerek ürününü piyasaya sunuyor. Müşteri kendi ismini gördüğünde düşünmeden alıyor ve herkes o dönem koladan bahsediyor. Çok masum ve tatlı bir kampanya olarak gözükse de kişiselleştirme odaklı reklam ve pazarlama stratejileri markaya fazlasıyla katkı sağlıyor. Duygusal bir bağ oluşturmak ve bu benci yaklaşım, başta Coca-Cola olmak üzere hala büyük markaların kullandığı bir yöntem olarak sıklıkla karşımıza çıkıyor.

Ürün Pazarlamada Apple Gibi Ol(!)

Yine bildiğimiz bir marka olan Apple’ın, mağazasında çalışanlarına “genius”, ürünlerine ise (i)phone, (i)pod, (i)pad gibi isimler vermesi “Benden ürün alırsan sen de bu topluluktan olursun, bu ürünler sana özel.” şeklindeki ince mesajıyla aidiyetlik zaafımıza ve benci yönümüze parmak basıyor.

Hızlı Modada Kıtlık Stratejisi İle Zara

Reklamcılık ve pazarlama stratejilerinden bir diğeri, hepimizin sıklıkla karşılaştığı “Bitiriyoruz!”, “Stoklarla sınırlıdır!” gibi cümlelerin altında yatan sizce nedir?  İşte bu konunun derinlerine indiğimizde aslında bütün stratejilerin ilkel insana bakılarak yapıldığını anlayabiliriz. Son dönemde birçok konunun altında barınan ve ilkel insanın en büyük iç güdüsü olan kıtlık, burada da kendini gösteriyor. Her ne kadar şu an kıtlık olan bir dönemde yaşamasak da atalarımızdan gelen bu zaafımızın farkında olan, “Şimdi almazsam bir daha bulamayacağım.” psikolojisini çok iyi kullanan markalar arasında elbette Zara da var. Normalde iki sezon ürün çıkaran markaların bu alışkanlığını Zara bozuyor ve sıklıkla sezon yeniliyor. Neden biliyor musunuz? Sen bir daha geldiğinde o ürünü orda bulamayacağını, eğer şimdi onu almazsan daha sonra gelip alamayacağını, kıtlık psikolojisini iliklerine kadar yaşa diye.

Coca-Cola’nın Bir Zararı Daha

1960’lı yıllarda patlak veren plastik devrimiyle markalar maliyetlerini azaltmak için camdan plastiğe hızlı bir geçiş yaptılar. Zamanla plastik birikti, çöplerle başa çıkılamaz bir hâle gelindi. İnsanlar buna karşı çıktı, sokakların çöp olmasından büyük bir kitle rahatsızlık duymaya başladı. Peki, bu büyük markalar cam kullanmaya geri döndü mü sizce? Elbette hayır! Aksine kocaman bir yalanın içine sürüklemişler de bizi, haberimiz yokmuş. Harika bir kampanyaydı, markanın cama dönüp maliyetini tekrar arttırmasına gerek yoktu. Sorumluluğu tüketiciye bırakıp “Geri dönüştürüyorsan çevrecisin, dönüştürmüyorsan suçlusun!” psikolojisini mükemmel aşıladılar. Halbuki acı gerçek şu ki geri dönüşüm diye attığımız ambalajların, plastiklerin sadece %9’u geri dönüştürülüyor. Aynı zamanda harcanan enerjinin, elektriğin maliyeti ise bu yüzdeye oranla oldukça yüksek. Bu kurnaz strateji ise yine hepimizin bildiği, tanıdığı bir marka: Coca-Cola’nın.

Biraz araştırarak tüketim döngüsünün mutfağına indiğinizde bu söylediklerimin binlerce örneğini bulmak mümkün. Mühim olan mükemmel ürünü tasarlamak değil, mühim olan kitleni tanımak ve bilinçaltına girebilmek. Biz ise tüketirken “Gerçekten ihtiyacım var mı?” diye değil iki kere, üç kere, beş kere düşünsek yeridir. İyi reklam, ihtiyacımızın reklamı değildir. İyi reklam, ona ihtiyacımız varmış gibi hissettirendir. Her ne kadar bu algıyı değiştiremeyecek olsak da bunun bilincinde olmak, içinde bulunduğumuz tüketim çılgınlığından bizi bir nebze de olsa uzaklaştıracaktır.

Son olarak Netflix’te bulunan ve aynı zamanda yazıma ilham olan Broken belgeselini izlemesini şiddetle tavsiye ediyorum.

İlginizi Çekebilir: #Listeledik Tatilde İzleyebileceğiniz Dizi ve Film Önerileri

Mustafa Berk Demirel

View Comments

Share
Published by
Mustafa Berk Demirel

Recent Posts

Ihlamur Kasrı #KeşfetmeyeDeğer

Sevgili KalemlİK Okurları, Keşfetmeye Değer ekibi olarak bu yazımızda sizlere Ihlamur Kasrı’dan bahsedeceğiz. İstanbul’un en…

3 ay ago

Başak Çakmak Röportajı

1-  Sosyal medyada içerik üretme fikri nasıl ortaya çıktı ve ne zaman başladınız? Sosyal medyada…

3 ay ago

Casablanca Film İncelemesi

“Dünya harabeye dönerken biz aşık olmakla uğraşıyoruz.” Merhaba sevgili KalemlİK okuyucuları! Bugün birlikte inceleyeceğimiz film,…

3 ay ago

Rezonans Kanunu

Rezonans kelimesi, fiziksel olarak titreşimlerin birbirini etkilemesi anlamına gelir. Rezonans kanunu ise benzer frekansta titreşen…

3 ay ago

Başarılı Sporcu Tutya Yılmaz Röportajı

1) Röportajı kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz, biraz kendinizden bahseder misiniz? Ben Tutya Yılmaz, 25…

3 ay ago

Mayıs Ayı Etkinlik Takvimi #Ajanda

Merhaba Sevgili KalemlİK Okurları! Baharın gelişiyle İstanbul, kültür-sanatla dopdolu bir Mayıs ayına merhaba diyor! Tiyatrodan…

3 ay ago