Categories: Genel

Kırık Kalp Sendromu

Kalp denince aklınıza ilk hangi duygu geliyor? Bu soruyu yaklaşık otuz kişiye sordum ve cevaplar hemen hemen birbirinin aynısıydı. Şimdi sizden bu soruyu kendinize sormanızı istiyorum. Sizin cevabınız ne olur bilemem ama tahmin edersiniz ki en çok verilen cevap aşktı. Beni en çok şaşırtan ise sıkla verilen diğer cevaplar oldu: kırgınlık ve stres.

Hayatımız boyunca hepimiz en az bir kez “Kalbim kırıldı.” cümlesini kurmuşuzdur. Peki gerçekten de kalp kırıklığının tehlikeli bir hastalık olabileceğini biliyor muydunuz?  

Kalbimiz ve duygularımız arasında çok kuvvetli bir bağ vardır. Duygularımızın kalbimize fiziksel olarak direkt bir etkisi olduğu da bilinen bir gerçek. Yalnızlık, stres, depresyon ve aşırı sinir halinin devamı sonucu ortaya kalp hastalıklarının çıkabileceğini veya var olan hastalıkların ilerleyebileceğini biliyoruz. Ortaya çıkabilecek bu hastalıklar arasında duygularımızla en çok bağlantısı olan hastalık da “Kırık Kalp Sendromu”dur.

Kırık Kalp Sendromu’nun birkaç adı daha vardır. Bunlardan en yaygını “Takotsubo Kardiyomiyopatisi“dir. Kalp aşırı stres veya yasa maruz kaldığında normal kapasitesinin yarısı kadar çalışır ve büyüyerek “takotsubo” şeklini alır. Takotsubo, Japon balıkçıların ahtapot avlamak için kullandıkları testiye benzeyen bir çeşit tuzağın adıdır. Kalbin sol odacığı, bahsedilen bu ahtapot tuzağının şeklini aldığı için böyle adlandırılmıştır.

Aslında bu sendrom birkaç hafta içinde düzeliyor fakat süreç bazen çok tehlikeli olabiliyor. Söz konusu bu tehlikeli zaman dilimi; kalp yetmezliği, ritim bozukluğu hatta nadiren de olsa ölümle sonuçlanabilir.

Bu sendrom 1990’lı yıllarda konuşulmaya başlanmıştır ve kalbin neden duygu değişimlerine göre böyle bir reaksiyon verdiği hala bilinmemektedir. Kırık Kalp Sendromu’yla ilgili en genel bilgiler şunlardır:

  • Bu sendrom kalp krizini taklit eden bir durumdur.
  • Belirtileri; ani göğüs ağrısı, nefessiz kalmak, kan basıncında düşme, kalbin sol odacığının zayıflaması gibi gösterilebilir.
  • Bu zamana kadar karşılaşılan vakalarda hastaların %88’i kadınlar olmuştur.
  • Bu hastalığa yakalanmanın belirli bir yaşı yok fakat genellikle 50 yaşını geçmiş bireylerde daha çok görülmüştür.

Bu sendromu kesin olarak engelleme şansımız ne yazık ki yok fakat yakalanma riskini azaltmak için stresle başa çıkma yöntemlerini öğrenebilir veya bir profesyonelden duygusal destek alabiliriz.

İlginizi çekebilir: Bilinçsiz Bir Hastalık: Kleptomani

Yağmur Orhan

Recent Posts

Amazon Kadınları: Cesaret ve Özgürlüğün Sembolü

Tarih boyunca güçlü kadın figürleri sayısız efsaneye ilham kaynağı olmuştur. Ancak bunlar arasında en bilinenlerinden…

1 gün ago

Da Vinci Şifresi Kitap İncelemesi

Merhaba sevgili Kalemlik okuyucuları! Bugün sizlerle, gerilim ve macera denince akla ilk gelen yazarlardan Dan…

4 gün ago

Flow Film İncelemesi: Cesur Bir Kedinin Hikayesi

Suların her saniye biraz daha yükseldiği dünyayı yok oluşa sürükleyen bir selin ortasında yapayalnız küçük…

4 hafta ago

Yetenekli Şarkıcı Anıl Emre Daldal Röportajı

Yetenekli şarkıcı Anıl Emre Daldal'ın, müzikten hayata dair hikâyelerini bizlerle paylaştığı keyifli röportajımız sizlerle! Keyifli…

4 hafta ago

Stoacılık Nedir? Hayatı Anlamanın Felsefesi

"Tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmek için kuvvet, değiştirebileceğim şeyler için cesaret ve bu ikisini birbirinden…

1 ay ago

Hibrit Çalışma: İleriye Dönük Verimlilik Stratejileri

Merhaba sevgili KalemlİK okurları! Bugün sizlere son zamanlarda oldukça gündemde olan hibrit çalışma modeli ve…

1 ay ago