Gelişen turizm sektörü ve arz talep faktörü ile birlikte günümüzde trend haline gelen birçok seyahat seçeneği mevcut. Bu trendlerden biri de adını yeni duymaya başladığımız “Yavaş Seyahat”.
Bu seyahat trendinin ortaya çıkışındaki en önemli sebep özellikle büyük şehirlerde yaşanan zaman yoksulluğu problemi. Metropol hayatının verdiği, günün her dakikasını verimli yaşama telaşı, durup birbirimizi anlamaya dahi vakit bulamadığımız anlar, ne zaman başlayıp bittiğini anlayamadığımız yorucu günler ve ardında kalan yine nasıl geçtiğini anlamadığımız yıllar… Yavaş seyahat trendi işte tam da bu kaosa meydan okuyor. Bu tarz hayatı benimsemiş insanların tercih ettiği yavaş seyahat trendi temelinde yavaş düşünmeyi, ne kendimizi ne doğayı hızlıca tüketmeden gezmeyi hedef alıyor.
Bu gezi türünün işleyişinde uçak ve araba yolculuklarından mümkün olduğunca uzak durulması gerekiyor. Daha çok yerel halkla veya doğayla birebir iletişim kurmayı sağlayacak bisiklet, yürüyüş veya tren gibi ulaşım yolları öne çıkıyor. Çünkü amaçlardan biri de seyahat ettiğimiz bölgenin turisti değil bir yerlisi olabilme çabası. Kim bilir belki de yol sorduğunuz birinden internet tarayıcılarında bulamayacağınız eşsiz bir rivayet öğrenirsiniz? Her halükarda navigasyonda öğreneceğinizden daha çok şey öğreneceğiniz aşikar.
Gezinin akışında olması gereken şeylerden biri de spontanlık. Tatile gidip yorulan insanlar görmüşsünüzdür mutlaka. İşte tam da bu, yavaş seyahat trendinde olması istenmeyen şeylerden biri. Uyanır uyanmaz elinizde listeyle teker teker turistik rotasyonları dolaşıp sosyal medya hesaplarınız için binlerce fotoğraf çekilmemelisiniz. Bu şekilde tatilin yavaş düşünme ilkesini göz ardı etmiş olursunuz. Ayrıca dikkatinizi sosyal medyayla dağıtmanız, uzaklaşmak istediğiniz yorucu dünyaya sizi çekebilir. Bu sebeple etrafınızdaki özümsemeniz gereken doğal güzelliklerden bağınızı bir nebze olsun koparmış olursunuz. Mutlaka görmek isteyeceğiniz spesifik yerler ve çekmek istediğiniz fotoğraflar olacaktır fakat unutmamak gerek ki burada amaç günün doğuşundan batışına kadar günü dolu dolu hissedebilmek.
Bir de bahsettiğimiz gibi anı yakalayabilmek için süremiz de kısıtlı olmamalı. Adı üstünde “yavaş seyahat”. Bu seyahat için iki üç günlük bir süre yeterli değil. Bu seyahati haftaya veya haftalara yaymalısınız. Ancak o zaman bir yerli gibi davranabilme sakinliğine sahip olabilirsiniz ve yerel insanlarla kaynaşabilirsiniz. Tatilinizin sonunda ise birkaç fotoğraf ve küçük hediyelik süs eşyalarından kesinlikle daha fazlasına sahip olacağınızdan emin olabilirsiniz. Bu deneyim, ruhunuza kattığı renk ile sizlere uzun süre eşlik edecektir.
İlginizi Çekebilir: Overthinking Sendromunun Üstesinden Nasıl Gelinir?
Bazen çok sevmemize ve değer vermemize rağmen bizim için anlamı ve kıymeti çok büyük olan…
Elbet bu zamana kadarki hayatımızda yolunda giden gitmeyen birçok olay yaşamışızdır. Bu olaylardan bazısının olumlu…
Merhaba sevgili kalemlik okuyucuları. Bu hafta pek çok medeniyetin hikayesini içinde bulunduran Kapadokya’nın gizli tarihi…
Merkür retrosu, astroloji dünyasında ve kendi dünyalarımızda oldukça popüler bir kavramdır. Bu dönemin iletişim; seyahat,…
Merhaba sevgili KalemlİK okurları! Sonbahara veda ederken tüm güzellikleriyle kucak açan kışın yeniliklerine kendimizi yavaş…
Modern ilişkiler, insan duygularının ve psikolojisinin derinliklerine dokunan çeşitli karmaşıklıklarla doludur. Şimdilerde bir ilişkinin başlaması,…