Yıl 1827… Almanya’nın Magdeburg kentinde bir müzik öğretmeni ve eşinin oğlu olarak dünyaya gelen Karl Detroit, aile içerisindeki huzursuzluk dolayısıyla akrabaları tarafından yetimhaneye verilir. Bu kaçışın kimlerin hayatına dokunacağından henüz habersiz olan Karl, 12 yaşına geldiğinde çarşafları birbirine bağlayarak yetimhaneden kaçar. O zamanlar bir liman şehri olan Hamburg’a gelir. Tüm Akdeniz kıyısını dolaşacak olan bir gemide muço olarak işe başlar. Önce yetimhanede sonra gemide bir türlü dayak yemekten kurtulamaz. Bu yüzden gemi Marmara’dan İstanbul’a giriş yaptığında gemiden atlar. Yüzerek o zamanlar cüzzamhane olarak kullanılan Kız Kulesi’ne ulaşır. Dönemin sadrazamı Âli Paşa’nın durumdan haberi olur.
Almanya’nın da çocuğu istemesiyle birlikte Karl artık iki devlet arasında diplomatik bir sorun haline gelmiştir. Âli paşa Karl’ın bir derdi olduğunu düşünerek onu göndermez ve yanına çağırır. 12 yaşındaki Karl Detroit’i Sadrazam Âli Paşa’nın huzuruna getirirler. Karl, yetimhanede yaşadığı zorluklardan başlayarak o güne kadar başından geçen bütün olayları Paşa’ya anlatır ve artık burada yaşamak istediğini söyler. Paşa ona ilk şunu sorar, “Gemiyle bütün Akdeniz kıyılarından geçmene rağmen neden gemiyi burada terk ettin?” Karl pencereden eliyle kız kulesini işaret eder ve işte onu çok sevdim der. Sadrazam Âli Paşa, “Madem burada yaşayacaksın o zaman bizim gibi olmalısın.” der. Karl Detroit’in adı artık “Mehmet Ali” dir.
Mehmet Ali Paşa
Askeri okula gönderilen Mehmet Ali Kırım Harbi ile artık Mehmet Ali Paşa’dır. Hepimizin en az bir kez duymuş olduğu 1878 Berlin Antlaşması’nda Osmanlı’yı temsil eden heyette Mehmet Ali Paşa da yer almıştır. Bu sayede yetimhane penceresinden kaçıp yerleştiği ülkeden bir Osmanlı paşası olarak tekrar Almanya’ya döner. Belki de içine doğan hisler yüzünden bir daha dünya gözü ile doğduğu yeri göremeyeceğini düşünür ve Berlin’e çok da uzak olmayan Magdeburg’u ziyarete gider. Onun bir Osmanlı Paşası olduğu ve ziyarete geleceği çoktan duyulmuş, halk hemen hazırlıklara başlamıştır. İşte belki de hayatının değişmesine yol açan o yetimhanenin önünde yıllar sonra üniformasıyla, apoletleriyle bir Osmanlı Paşası duruyordur.
Mehmet Ali Paşa yetimhaneye bakarken 12 yaşındaki Karl’ı, kaçtığı pencereyi görür aniden. Mehmet Ali Paşa’nın hisleri maalesef doğru çıkar ve dönüş yolunda Arnavutluk’ta eşkıyalar tarafından öldürülür. O 12 yaşındayken küçük kulaçlarla ulaştığı Kız Kulesi’ni bir daha göremeyecektir. Fakat arkasında, İstanbul’da 4 kız çocuğu bırakmıştır. Bunlardan birisi olan Leyla Hanım evlenir ve Celile isminde bir kız çocuk dünyaya getirir. Başta da söylediğim gibi dokunacağı hayatlardan henüz habersizdir. Karl Detroit büyük değerlerimizden, usta şairlerimizden biri olan Celile Hanım’ın oğlu Nazım Hikmet’in doğmasına vesile olmuştur.
Nazım Hikmet
Atatürk zamanında şiirleri ders kitaplarında okutulan Nazım Hikmet ve öğrencisi Ömer Deniz 1938 yılında tutuklanır. Nazım Hikmet’in 12, Ömer Deniz’in 7 yıl sürecek olan hapis hayatı böylelikle başlamıştır. Ömer Deniz tahliye olur olmaz askerliğe başvurur fakat sicilinden dolayı kabul edilmez. Hukuk okumaya karar verir. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine kaydını yaptırır fakat maddi durumu okuması için yetersizdir. Fatih’te bir oyuncakçı açar ve arkasında bulunan atölyede tahta oyuncaklar yapıp satar. Hem geçimini sağlar hem de okumaya devam eder.
Bir gün atölyesine küçük bir çocuk gelir, “Ben de burada çalışabilir miyim?” diye sorar. Onu kıramayan Ömer Deniz ve küçük çocuk birlikte çalışmaya başlar. Okul ve atölye arasında gidip gelen çocuğun hiç oyuncağı olmamıştır. Ömer Deniz bir gün ona oyuncak yapma sözü verir. Sabah bir hevesle atölyeye gelen çocuk hemen oyuncaklarını sorar. Ustası ona iplerle oynatabileceği bir kukla yapmıştır. O gün kuklalarla oynamaya başlayan o küçük çocuk, kuklaların kendisine yarattığı büyük dünyada şu an Müjdat Gezen olarak hayatına devam etmektedir. Karl Detroit o gece sadece çarşafları değil bütün bu değerlerimizin hayatlarını da birbirine düğümlemiştir.
İlginizi Çekebilir: Dropshipping: Yeni Nesil Ticaret Nasıl Yapılıyor?
Yorumlar