Farah Zeynep Abdullah ve Erdal Beşikçioğlu’nun başrolünü paylaştığı, yapımcılarının üzerine 4 yıl çalıştığı ve çekileceği haberi çıktıktan sonra herkesin dört gözle beklediği “Bergen” filmi sonunda vizyona girdi. Film, kadın cinayetleriyle birebir ilişkili olmasından dolayı ve 8 Mart’ta 8 Bergen şarkısını 8 kadın şarkıcının seslendirecek olmasıyla ayrı bir ilgi çekiyor. Ayrıca filmin yapımcıları filmin çekilmesi konusunda defalarca kez tehdit edildi. Fakat Bergen gibi hayalleri uğruna pes etmeyen yapım ekibi filmi çekmeye devam etti.
Filmin konusuna gelirsek eğer film sene 1959 yılına dayanıyor. Bence bu filmde Bergen’in hayatında üç önemli dönüm noktası var. İlk olarak anne ve babasının boşanmasından sonra annesiyle birlikte geçimini sürdüren Bergen, birincilikle konservatuvarı kazanmıştır. Ne yazık ki ekonomik sıkıntılar çektiği için istediği çelloyu alamamıştır fakat çellonun arkasında yazan Bergen ismi Belgin’e sahne ismini kazandırmıştır.
Arkadaşının daveti üzerine gittiği müzikholde sesi çok beğenilen Bergen orada sahne almaya başlamıştır ve bir gün Adana’da sahneye çıkması için iş teklifi gelir. Hayatının ikinci dönüm noktası burasıdır. Burada daha da ünlenen Bergen hayatını tamamen değiştirecek o kişiyle tanışır. Hayatının üçüncü dönüm noktası. O kişinin ismine filmde yer verilmez çünkü o kişi hala içimizde, bizimle birlikte yaşamaya devam eden birisidir. Bergen; uğradığı defalarca kez şiddetin, kezzapla saldırının ve en sonunda silahlı saldırının ardından hayatını kaybetmiştir. “Acıların Kadını” ve “Arabeskin Kraliçesi” olarak anılan Bergen, ardında sayısız şarkı ve büyük bir hayran kitlesi bırakmıştır. Benim için filmin en can alıcı kısmı 2009 yılından bu yana öldürülen kadınların anıt sayaç şeklinde filmde yer verilip öldürülen kadınların anılması ve Bergen’in kafes içindeki mezarıdır.
Son olarak filmdeki oyuncuların rolle bütünleşmeleri, Bergen’in kostümlerine ve fotoğraflarına kadar her şeyin aynı yapılmaya çalışılması, her şeyin olduğu gibi gösterilmesi filmi ayrı bir boyuta taşıyor. En önemlisi de yapım ekibinin aldıkları tehditlere rağmen Bergen’in anısına bu film için mücadele etmiş olması bile filmi izlemek için bir neden. Filmin gerek konusu gerek oyuncuları ile gişe rekorları kıracağından oldukça eminim. Hepinize iyi seyirler!
İlginizi Çekebilir: Edebiyat Dünyası: İlham Veren Kadın Yazarlar
Yorumlar