Tarih 26 Nisan 1986; binlerce nefesin son kez alındığı, binlerce umudun son kez beslendiği, binlerce çiçeğin son kez açtığı ve milyonlarca kişinin hayatının alt üst olduğu o gün… Sevgili KalemlİK okurları bugün, sizlere insanlık tarihinin en büyük nükleer kazası niteliğini taşıyan ve milyonlarca kişiyi doğrudan etkileyen felaketten, Çernobil faciasından bahsediyor olacağız.
Nükleer enerjinin hayatımıza girmesiyle beraber inşa edilen santraller, üretilen silahlar, icat edilen nükleer piller derken dünyamız birçok alanda yeni bir boyut kazanmış oldu. Bu boyut teknolojik gelişmelerle beraber birçok tehlikeyi de beraberinde getirdi. 26 Nisan 1986 tarihinde Çernobil başta olmak üzere tüm dünya bu tehlikelerin en büyüğü ile karşılaştı. Çernobil Nükleer Santrali’nin dördüncü reaktöründe yaşanan patlama o kadar büyük ve yıkıcıydı ki çevreye, İkinci Dünya Savaşı’nda Hiroşima’ya atılan atom bombasının yaydığı radyasyonun 50 katı kadar radyasyon yayıldı. Patlamanın ve doğurduğu radyasyonun etkileri yıllar boyu sürdü ve farklı ülkelerde bulunan birçok canlıyı derinden etkiledi. Çernobil Nükleer Faciası doğrudan patlama anında ve sonrasında yaydığı radyasyonla toplam 200.000’den fazla insanın ölümüne sebep oldu. Peki ya bu denli büyük bir kaza nasıl gerçekleşti? Olayların köküne inebilmek için olaylardan bir gün öncesine, 25 Nisan 1986 tarihine dönmemiz gerekiyor. 25 Nisan tarihinde Çernobil Nükleer Santrali’nin dördüncü reaktörü için bakım çalışmaları yapılmaya başlanmıştı. Bakım çalışmaları yapılırken ileride olası bir acil durumda ek güç kaynağı olarak kullanılması düşünülerek türbin jeneratörü de test edilecekti. Bu test yapılırken planlanan güç seviyesinin oldukça altında bir seviyeyle işleme başlandı. Tarih 26 Nisan saat 01.23’ü gösterdiğinde ise kumanda tablosunda acil durdurma sinyali yandı. Operatörün reaktörü durdurma tuşuna basmasına rağmen güç seviyesi çok kısa bir süre içerisinde nominal değerin 100 katına ulaştı ve böylece saniyeler içerisinde iki büyük patlama gerçekleşti.
Kazanın ihmal sonucu doğmuş olduğuna dair farklı ifadeler ve ortaya atılan belgeler bulunsa da bunların hiçbiri %100 doğrulanamamıştır ve kazanın gerçek sebebi hala belirsizdir. Kazanın etkilerinin ne kadar yıkıcı olduğunu tahmin etmek hiç de zor değil. Herhangi normal bir gün gibi başlayan o gün, yaşanan kaza sonucu 200.000 kilometrekarelik bir alan yayılan radyasyonun etkisi altında kaldı. Nükleer felaket ilk anda santralde görevli 31 kişinin canını alsa da kazanın yıkıcı etkisi daha sonraları nüfuz etti. Patlamanın ardından yitip giden canlar sadece insanlara ait de değildi. Santralin yakınındaki tüm çam ağaçları kızıl renge dönüşerek öldü, bölgedeki hayvanların tamamına yakını yok oldu. Patlamanın yıkıcı etkisi yadsınamaz, yüzbinlerce canın saniyeler içinde yok olması hiçbir bahaneyi veya sebebi içine sığdıramaz. Çernobil’de yaşanan faciayı ve bu facianın kurbanı olan tüm canlıları saygıyla anıyor, bu ve bu tip olayların sonraki yıllarda tekerrür etmemesini temenni ediyoruz.
İlginizi Çekebilir: Yatırımcı mısın, Borsacı mı?
Yorumlar