Vizyona girdiği ilk andan itibaren kimsenin dilinden düşüremediği bu film; oyuncu kadrosu, çekimleri, can alıcı senaryosu ile izleyenleri ilk anda kendisine çekiyor ve sonrasında insanı kafasında birçok soru işareti ile baş başa bırakıyor. Her sahnenin özenle çekilmesi, oyuncuların rolünü adeta yaşıyor gibi canlandırması ile tekrar tekrar izlemeye değer bir film haline geliyor. Merve Dizdar Cannes Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu ödülünü alması ise filmde oyuncuların mükemmelliğini kanıtlar niteliğinde.
Nuri Bilge Ceylan’ın Ebru Ceylan, Akın Aksu ile birlikte yaklaşık iki senede kaleme aldığı bu filmin yönetmen koltuğunda yine Nuri Bilge Ceylan oturuyor. Genelde filmlerinde Anadolu insanımızı ele alan Nuri Bilge Ceylan yine bizlere Anadolu yaşamını, kültürünü en güzel şekilde ele alarak hiç şaşırtmıyor.
Peki bu film bizlere ne anlatıyor?
Doğu Anadolu’nun bir köyünde zorunlu görevde olan Deniz Celiloğlu tarafından canlandırılan Samet karakterimiz, bir resim öğretmenidir. Tek hayali İstanbul’a atanmak olan Samet’in ev arkadaşı Musab Ekinci tarafından canlandırılan Kenan karakterimiz ise sosyal bilimler öğretmenidir. Samet’in sevdiği ve kendisine yakın gördüğü birkaç öğrencisi vardır ancak Sevim aralarından en yakın olduğudur. Okuldaki bir personel tarafından Sevim’in defterinde Samet’e yazılmış bir aşk mektubu bulunması sonucunda olaylar başlar. Mektubun bulunmasından utanç duyan Samet ev arkadaşı Kenan ile birlikte cinsel istismar suçunun hedefi haline gelir. Tek hayali İstanbul’a tayini çıkıp ve orada bir hayat kurmak olan Samet’in bu hayalini gerçekleştirmesi artık çok zorlaşmıştır. Durumun tehlikelisiyle birlikte Kenan ile Samet’in arkadaşlıkları da çok büyük zarar görmüştür ve gitgide bozuluyordur. Samet’in tek hedefi ismini temize çıkarmak ve hayatına kaldığı yerden devam edebilmektir. Üstündeki suçlamalardan kurtulmak için köyün tüm kurallarına uymaya çalışırken karşısına Merve Dizdar tarafından canlandırılan Nuray karakterimiz çıkar. Nuray karakterimiz sıra dışı kişiliği ile Samet’in hayatında bambaşka bir yer edineceğinden habersizdir.
Bence Kuru Otlar Üstüne filmini izlemeye gitmeyen her insan bir şey kaybeder. Kendinizi adeta içinde yaşıyormuş gibi hissedeceğiniz bu film, bir şans verilmeyi kesinlikle hak ediyor.
İlginizi çekebilir: Ya Ay’da Yaşasaydık?
Yorumlar