Günlük yaşantımızda dış unsurlardan gelen ve bizleri etkileyen olaylara verdiğimiz tepkileri bazen davranışlarımıza da yansıtırız. Bazı tepkileri tercihen davranışlarımıza yansıtsak da bazı tepkilerimizi de anlamlandırmakta zorlanır, karşı tarafa daha otomatik karşılıklar veririz. Bu gibi benzer durumlarda aslında içimizde düşündüğümüzü dışarı farkında olmadan yansıtıyor, koltuğu bir nevi bilinçaltımıza bırakıyoruz. Bilinçaltı, kişinin zihninde yer alan ve istemsizce yapılan her otomatize davranışın ana kaynağı olan kompleks bir yapıdır. Anılarımızdan hislerimize ve düşüncelerimize kadar çoğu nitelik bilinçaltımıza istemsizce kaydedilir. Bilinçaltımız mantığı ve farkındalığı yok sayar, hafızayı korur. Bilinç ise bizlerin anda kalması zor anlarda bile reflekslerimiz ve odaklanma gücümüz ile olaya müdahale etmemizde, kriz anlarında bizlere destek olan bir hatırlatıcıdır. Her şeyin farkındalığının arttığı ve düşünme mekanizmasının aktif çalıştığı bir bölümdür. Planlama, düşünme, mantık ve düzen bilincin işidir.
Bilinç ve bilinçaltı birbirine çok zıt yapılar gibi gözükse de aslında birbirini tamamlar. Bilinç, farkındalığı ve iletiyi direkt kapmasıyla bilinçaltına bilgiyi kaydeder. Bilinç de uyku ve dinlenmeyle rahatlatılan bilinçaltı sayesinde daha rahat iletileri alır ve daha verimli çalışır. Böylece bu iki yapı birbirini aktif kullanarak belli bir stratejiyle kendi döngüsünü oluşturur.
Bilinçaltı ve bilinç kavramları ilk olarak Sigmund Freud’un psikanaliz kuramıyla ortaya çıkmıştır. Freud, bilinçaltını somutlaştırmaya yarayan bir örnek sunar, ona göre suda yüzen bir buz kütlesinde buz dağının görünen yüzü bilinç olurken suyun altında olan kısım bilinçaltıdır. Freud’un benzetmesi ile belirtilen bilinçaltı zihnin kapalı ve otomatik olduğu anlarda aktif olur, özellikle rüya görme halinde daha da aktiftir.
Yıllardan beri kümülatif şekilde ilerleyen bilinçaltı araştırmaları, günümüze kadar gelişmiş ve bazı tekniklerle hayatımıza gerek ticaret gerek zihin oyunları şeklinde uyarlanmıştır. Günümüzde bilinçaltı deyince en sık bahsedilen akıl oyunları ve manipülatif reklamlar, sektörlerin önde gelen reklam tekniklerindendir. Herhangi bir sektöre ait ürünün reklamda renk ve slogan anlamında bilinçaltına kazınacak şekilde ayarlanması aslında firmaların bilerek yaptıkları bir uygulamadır. Aynı şekilde bu uygulamaların sonuç vermesiyle gelişen bu ticaret ağı birçok insanın fark etmeksizin düşüncelerinde serbestçe dolanmakta ve o insanların zihinlerinde marka değerince yer vermektedir. Örnek vermek gerekirse yemek sektöründe acıkma hissini bilincimizde uyandıran kırmızı renginin kullanılması veya kozmetik markalarında doğal içerik ve güvenli marka imajını veren yeşil renginin kullanılması bizlere bilinçaltından mesaj vermek üzere düşünülmüş ince detaylardır.
Bilincimizi artırmak ve temizlemek adına bazı çalışmalar yapılarak davranışlarımızda, verdiğimiz tepkilerde pozitif bir ilerleme kaydedilebilir, farkındalık çalışmalarıyla zihin oyunlarının önüne geçilebilir tabii ki.
Peki sizce sizin bilinçaltınızda neler var? Dikkatinizi çeken ve sizde iz bırakan neler olmuş olabilir? Gelin bu KalemlİK yazımızın sonunda yer alan yorumlar kısmında buluşalım. Bir dahaki KalemlİK’te görüşmek üzere.
İlginizi Çekebilir: Yoga: Her Gün Kendine Ayıracak Vaktin Var Mı?
Yorumlar