Gün geçtikçe Mars’a olan ilgi ve oradaki çalışmalar için gönderilen uzay araçlarının sayısı artıyor. Neden oradalar? Peki, neden Mars? Mars dünyalaştırılabilir mi?
Bildiğiniz gibi dünyamız son derece sıkıntılı zamanlardan geçiyor. Gerek birkaç yıldır savaştığımız pandemi, küresel ısınma ve kontrolsüz biçimde kirletmemiz Dünya’nın sonunun hiç de iyi olmadığını gösteriyor. Dünyamız kapasitesini doldurdu ve daha fazlasını taşımakta zorlanıyor. Durum böyle olunca insanlar yeni arayışlar içine girdiler. Bu arayışlardan biri de yeni yaşanılabilir bir gezegen bulmak veya yaşanabilir hale getirmek.
Neden Mars?
Güneş sistemimizde bir çok gezegen var fakat bu gezegenlerden dünya haricin yaşanabilecek tek bir gezegen yok. Bu yüzden en yaşanabilir gezegen olan Mars’ı, yaşanabilir şekle dönüştürmemiz gerekiyor. Atmosferinden iklim koşullarına en yaşanabilir yerin Mars olduğunu söyleyebiliriz. Fakat yine de işlerin hiç kolay olmayacağı açıkça belli.
Peki, Mars’ın Sıkıntısı Ne?
Mars’ta da tıpkı dünyadaki gibi birkaç milyar yıl önce canlılılığın olduğu yer yüzünde sıvı halde su bulunduğu biliniyor ancak şu an Mars ölü durumda. Çekirdeğinin manyetik alanın zamanla azalması atmosferinin incelmesine yol açtı ve atmosfer basıncının Dünya’nın basıncınının %1’inden azına düşmesine sebep oldu. Bu da Mars’ın yüzeyinde sıvı halde su bulunmasını imkansız hale getiriyor. Ayrıca atmosferin bu derece etkisiz kalması zararlı ve radyoaktif ışınların yüzeyde bulunmasına ve Mars’ın sıcaklığının düşmesine sebep oluyor. Buna bağlı olarak Mars’ın sıcaklığının ortalaması -63 santigrat derece ve Dünya’ya göre epey soğuk bir gezegen.
Mars Nasıl Dünyalaşabilir?
Mars’ta yer altında ve kutuplarda bolca donmuş bir şekilde su ve yüklü miktarda donmuş karbondioksit bulunmakta. Karbondioksit termal enerjinin hapsolmasını sağlayan sera etkisi yaratan bir gazdır. Dünya’nın tersine Mars’ta karbondioksit gazının etkisiyle sera etkisi sağlamak, sıcaklığı yükselterek Mars’ı terralaştırmak yani yaşanabilir hale getirmek için fayda sağlıyor.
Bilim insanlarının bir düşüncesi kutuplarda termo-nükleer santraller kurarak buzları eritmek. Bu sayede bir yandan içme suyu sağlanacak bir yandan da astmosferin oluşumuna katkı sağlanacaktı. Buradaki en büyük sıkıntı ise Mars’ın atmosferinin Dünya’ya benzer bir atmosfer haline gelmesinin binlerce yılı alacak olması. Elon Musk ise bu konu ile alakalı Stephen Colbert’in sunduğu “The Late Show” programında Mars’ı dünyalaştırmanın hızlı yolunun Mars’ın kutuplarına nükleer bomba atmak olduğunu söylemişti. Bu gerçekten de binlerce yıl sürecek olan terralaştırma projesini birkaç yüzyıla indirebilir.
Eğer nükleer bomba fikri işe yararsa Mars’ın atmosferi beklenenden kısa bir sürede ciddi bir biçimde kalınlaşarak gezegenin iklimini dengelemeye başlayacak. Sera etkisi ile gezegen ısınacak ve atmosfer basıncının yükselmesi ile yüzeyde sıvı halde su görmek mümkün olacak. Atmosferin kalınlaşması ile radyasyon içeren ışınlar atmosferden yer yüzüne inememesiyle Mars topraklarında koruyucu kıyafet giymeden gezmek mümkün olabilecek. Ancak Mars’ın havasının çok ciddi bir bölümü karbondioksitten oluştuğu için oksijen maskesi olmadan gezmek için henüz erken.
Bir sonraki adım ise kızıl gezegeni yeşil gezegene dönüştürmek. Mars’ın koşullarına uygun fotosentez ile karbondioksit emen ve oksijen açığa çıkaran bitkiler Mars’ın dört bir yanına ekilerek, ormanlarla kaplanacak. Bu bitkiler gezegendeki karbondioksiti hızla emerek gezegenin havasını temizleyecek. Daha sonrasında ise hayvancılık çalışmaları ile Mars’ın ekosistemi tamamlanmış olacak.
Bütün bunlardan sonra Mars artık yaşanılabilecek bir gezegen olacak. Gezegenin suyu, temiz havası, yeşilliği ve kalın bir atmosferi bulunuyor ancak bunca zorlu görevin ardından bile Mars’ta yapılacak işler bitmiyor.
Mars’ın çekirdeğinin manyetik alanının azalması ve güneş rüzgarlarının etkisiyle atmosferi tutamayarak zaman geçtikçe Mars’ı eski haline döndürmesine yol açacaktır. Bu konuda bilim adamlarının bazı fikirleri bulunuyor. Örnek olarak Mars’ın yörüngesinde gezegeni çevreleyen güneş enerjisi ile çalışacak olan elektro-mıknatıs içeren bir halka ile manyetik alanı sağlamak ne kadar uçuk bir fikir gibi görünse de teorik olarak mümkün olmakla birlikte geleceğin teknolojisi ve mühendislik çalışmaları ile pratik olarak da mümkün hale gelebilir.
Tüm bunlar başarı ile tamamlandığında yeni bir dünyamız olacak ancak en önemli sorunu yani insanları unutuyoruz. Evrenin en bencil varlıkları olan insanlar; farklı bir gezegende de birbirini öldürecek, savaşlar yapacak, evrendeki tüm varlıklar hakkında hüküm sürme hakkına kendini sahip görerek acımasızca doğayı katledecek, kaynaklarını duyarsızca kullanacak. Belki de en sonunda Mars da Dünya ile aynı kaderi paylaşacak.
İlginiz Çekebilir: Varoluşsal Süreç: Kendin Olmak
Yorumlar