Mısır; her insanın gerek gezi yerleri gerek tarihiyle en az bir kere duyduğu, seyahat için gidilebilecek en güzel ülkelerden birisidir. Mısır’ı gezmeyi düşünen insanların aklına her zaman piramitler gelir bu yüzden size piramitlerden bahsedip sıkmayacağım. Bunun yerine ismi bilinen ama akla ilk gelmeyen yerleri anlatacağım.
Dünyanın en büyük kütüphanesi: Library of Alexandria
Eğer sıkı bir haber takipçisi veya siyaset ile ilgilenen biri iseniz, 2011 devriminde orası yanıp kül oldu nasıl gezeceğiz demeniz normal. Fakat restore edilmiş hali ile milattan önce 3. Yüzyıldan bu yana hâlâ hizmet vermektedir. İsmini bulunduğu şehir gibi Büyük İskender’den alan eski dünyanın en büyük kütüphanesi yüzyıllar boyunca atlattığı badirelerden sonra tekrar tekrar açılarak hala tarihini korusa da artık dünyanın en büyük kütüphanesi değil. Bu eski ünvanın ekmeğini artık yiyememesine rağmen kitap çeşitliliği, müze eserleri ya da tanışabileceğiniz tatlı insanlarla, sessiz olmayı unutmayarak, içinde kaybolmamak elde değil. Aşık olacağınız veya aşkı bulacağınız bu yeri görülmesi gereken yerlerin başına yazmalısınız.
Dünya harikası İskenderiye feneri
Dünyanın 7 harikasının 2 tanesine sahip olan Mısır, tarihinin ne kadar baş döndürücü olduğunu kanıtlamak için çok çabalamasına gerek yok. İskenderiye feneri kendisi gibi başka bir Mısır harikası olan Giza Piramiti’nin aksine maalesef ayakta değil. İnsanoğlu yapılarının hepsi gibi sonsuza kadar ayakta duramazdı ama MÖ 246 ile MS 955 yılları arası görevini layığı ile yerine getirdiğini söyleyebilirim. Son yılında 135 metrelik dev yapının büyük bir fırtına ile üst kısmı, 1032 yılında ise bir deprem ile gövdesi yıkılmıştır. 1500 yılında kalıntısı kalmayan bu yapının gezilecek bi yanı kalmamış gibi gözükse de 1404 yılında yılında bu fener yerine yapılıp 1984 yılında yenilenen Kayıtbay kalesinin büyüleyici görüntüsünü görmenizi şiddetle tavsiye ederim. Tarihler için uyarmıştım. Ciğerlerinize bayram ettireceğiniz deniz havasının sıcaklığından hafif terlemiş olan o teninizin ürpermesine engel olamayacağınız, saçlarınızı dalgalandıran meltem eşliğinde gözlerinizin güzelliğini ortaya çıkarmasına rağmen hafifte kısılmalarına sebep olan o muazzam yakamozu görmek dünyanın en harika insanı olduğunuzu hissettirecek ve tarihler boyu insanların dünya harikalarını niye buraya atfettiğini anlayacaksınız.
Selvi boylu Cairo Towerım
İskenderiye’yi çok sevmeme rağmen Kahire’den bahsetmemenin imkanı yok. Cairo Tower ise Kahire denince akla gelen piramitlerden sonraki ikinci yerdir. 187 metre boyu ile yapıldığı 1961 yılından Güney Afrika’daki Hillbrow Tower’ın yapımı olan 1971 yılına kadar Afrika’nın en yüksek yapısı olup günümüzde Mısır ve Kuzey Afrika’nın en yüksek yapısı olmaya devam etmektedir. Şu ana kadar Mısır’ın kendisi gibi gezilmesi ucuz tarihi yerleri anlatsam da bu modern yapı biraz cep yakabilir. Girmek için ödeyeceğiniz 10 dolar Mısır’daki otel paralarından sonra gözünüze fazla gelecek, yediğiniz o kadar güzel ve ucuz yemeklerin yanında içerideki yemekleri fiyatlarından dolayı istemeyeceksiniz fakat bu dünyaya bi daha mı geleceğiz diyenlerdenseniz kulenin tepesinde bir fincan kahvenizi veya bi bardak biranızı yudumlarken havavşi yemenizi öneririm. Eh tüm Kahire ayaklarınız altındayken krallar gibi yaşamak herkesin hakkı.
Mısırda gezilecek yer bitmez. Çöl hariç, ne siz sorun ne ben söyleyim, nereye giderseniz gidin o noktada başka bi heyecan başka bir güzellik bulabilirsiniz. Dolandırıcılar ve Bedevilere dikkat etmeyi unutmadan kaşif içgüdünüzü açığa çıkarın ve yeni yerleri deneyimlemenin tarifsiz hissiyle hayatınıza devam edin. İyi yolculuklar!
İlginizi çekebilir: Dünyayı Değiştiren Adam: Steve Jobs
Yorumlar