Mitolojik hikâyeler ilginizi çekiyor mu? Çoğu zaman efsane, hikâye olarak adlandırsa da bu anlatılanlar aslında bazılarının gerçeği. Fark etmesek bile mitolojik hikâyeler batıl inançlarımızı şekillendiriyor. Belki daha önce defalarca kez okuduğunuz belki de ilk kez duymuş olduğunuz bu mitolojik hikâyeler beni çok etkiledi. Umarım siz de keyifle okursunuz!
Yahudi Mitolojisinde Ana Tanrıça: Lilith
Musevilik ve Hristiyanlık inançlarına göre Hz. Adem’in Hz. Havva’dan önce bir eşi vardı: Lilith. Lilith de Adem gibi topraktan yaratılmıştı. Yaratılış bakımından aslında ikisi de aynıydı. Ama Adem bunu bir türlü kabullenemiyordu. İlişkinin her alanında Lilith’den üstün olduğunu iddia edip ona baskı kuruyordu. Uzun, gür, kızıl saçlara sahip olan ve çok güzel olduğu söylenen Lilith artık daha fazla dayanamayıp Tanrı’nın yasak ismini söyledi ve göğe yükselerek cennetten atıldı. Rivayetin kalanında anlatılana göre Lilith şimdiki Kızıl deniz çevresine gönderilir. Bir mağarada yaşamaya başlar. Cinlerle, ilişkiye girer ve tek seferde yüzlerce cin çocuk doğurur. Dünyadaki kötülüğün de aslında buradan geldiği söylenir. Adem Lilith’in gitmesine bir türlü alışamaz. Tanrı’ya sürekli onu getirmesi için yalvarır. Tanrı Lilith’e Senoy, Sensenoy, Semangelof isimli üç melek gönderir. Eğer geri dönmezse her gün yüzlerce çocuğunun öldürüleceğini söyler, söylediklerini de yaparlar. Lilith inanılmaz bir acı çekmeye başlar. Biraz zaman geçtikten sonra Tanrı Adem’in kaburga kemiğinden Havva’yı yaratır. Yine aynı şeylerin yaşanmaması için bu sefer eşit şekilde yaratılmadıkları söylenir. Lilith bu durumu kaldıramaz. Adem ile Havva’nın tüm çocuklarını öldüreceğine yemin eder. Lohusa döneminde kadınların yalnız bırakılmaması, başlarına kırmızı kurdele bağlanması bu inanışlara göre aslında Lilith’den korunmak için yapılır. Çünkü Lilith o evde bir Adem oğlunun doğduğunu bilecektir. Bu durum halk arasında Alkarısı, Albasması olarak da adlandırılır.
Troia’nın Talihsiz Kahini: Cassandra
Rivayete göre Cassandra, Troya kralı Priamos ve Hekabe’nin en güzel kızıdır. Cassandra’nın en büyük hayali geleceği görmek ve rahibe olmaktır. Güneş tanrısı Apollon Cassandra’yı görür ve ona aşık olur. Bu aşk zamanla takıntı hâline gelir. Cassandra ilk başta rahibe olma isteğinden dolayı bu ilişkiyi reddeder. Apollo, kabul ederse ona geleceği görme yetisini vereceğini söyler. Cassandra kabul eder, Apollo Cassandra’nın ağzına tükürerek ona yetiyi verir. Bu batıl inancın da bu hikâyeden geldiği söylenir. Fakat biraz zaman geçtikçe Apollon ile olan ilişkisinin rahibe olma hayalinin önüne geçeceğini anlar ve vazgeçtiğini Apollon’a bildirir. Buna çok sinirlenen Apollon onu lanetler. Cassandra artık asla rahibe olamayacaktır ve kadın olarak bütün hayatı boyunca aşağılanacaktır. Bir de bunlara ek olarak gerçeği gördüğü halde kimseyi buna inandıramayacaktır. Gerçekten de öyle olur. Truva savaşını görmesine rağmen kimseye bunu inandıramaz. Daha sonra da savaşta esir olarak düştüğü ülkenin kumandanının kıskanç karısı tarafından öldürüldüğü söylenir. Psikolojide, geleceğe dair başkalarını uyarmasına ve doğruları söylemesine rağmen kimseyi kendine inandıramama durumuna Cassandra Kompleksi ismi verilmektedir.
Yılan Saçlı Kadın: Medusa
Medusa Athena’da bir rahibe gibi yaşayan, yeryüzündeki en güzel kızlardan biriydi. Medusa’nın Sthenno, Euryale adlı iki tane kız kardeşi vardı. Aralarından yalnızca Medusa ölümlüydü. Bu üç kız kardeş Athena tarafından Gorgon adı verilen sivri dişli, başlarında saç yerine yılan olan dişi canavarlara dönüştürmüşlerdi. Bunun nedeni ise bir nevi Medusa’nın güzelliğiydi. Athena Medusa’nın güzelliğinden etkilenmiş fakat kendisi kadar güzel ve zeki olmadığına inandığından onu ciddiye almamıştı. Fakat eşi Poseidon için durum bu şekilde ilerlemedi. Medusa’dan oldukça etkilenen Poseidon bir ölümlüye aşık olduğu için bu aşkı uzun bir süre gizledi. Fakat daha fazla dayanamayarak karısı Athena’nın tapınağında ona tecavüz etti. Medusa çaresiz bir şekilde orada yaşamaya devam etti. Bunu duyan Athena Medusa’yı ve iki kız kardeşini Gorgon’a çevirdi ve yer altına hapsetti. Fakat diğerlerinden farklı olarak Medusa ile göz göze gelen kişi anında taşa dönüşüyordu. Artık Medusa’nın güzelliğinden eser kalmamıştı. Bütün bunların arasında Medusa Poseidon’dan hamile kalmıştı. Athena Medusa’yı öldürtmeye karar verdi. Athena’nın verdiği yansıtıcı kalkan ve her şeyi kesen bir kılıç yardımı ile Medusa’nın başı kesilecekti. Onu öldürecek kişi Perseus’tu. Perseus gri cadılara giderek işe koyuldu. Gri cadılar ortak bir adet gözle yaşayan ve o göz sayesinde her şeyi görebilen üç yaşlı cadıydı. Perseus bütün gerekli şeyleri toplandıktan sonra Medusa’nın yaşadığı mağaraya gitti. Rivayetlere göre ikisinin de sonu Medusa’nın ölümüyle sonlanan iki adet efsane vardır. Birincisi Perseus’un Medusa’yı uykusunda kafasını keserek öldürdüğü diğeri ise kalkanı kullanarak Medusa’nın kendisine bakmasını sağlamaktır. Medusa ölmüştür fakat ölürken karnı yarılmış kanatlı bir at olan Pegasos (Pegasus) ile Savaşçı Khrysaor doğmuştur. Bunlar Medusa ile Poseidon’un çocuklarıdır.
İlginizi Çekebilir: Windsor Hanedanı: Birleşik Krallığı Yöneten Aile
Yorumlar