Merhaba sevgili Kalemlik okurları! Bu yazımızda girişimcilik konulu beş filmi ele alacağız. Keyifli okumalar!
Para Avcısı (The Walf of Wall Street, 2013)
Martin Scorsese yönetmenliğinde çekilmiş Jordan Belfort’un otobiyografisidir. Margot Robbie ve Leonardo DiCaprio’nun başrollerini paylaştığı film, birçok dalda Oscar ödülüne layık görülmüştür. Filmi incelerken Belfort üzerinde yoğunlaşıyoruz. Jordan Belfort 26 yaşında, genç ve hırslı bir borsacıdır. Para kazanma isteğiyle Wall Street borsasında önce komisyoncu, ardından Stratton Oakmont adlı bir yatırımcı firmasında zengin olmak için her şeyi yapabilecek bir CEO haline gelir. Ancak bu hırs ve kazanma aşkı kendisini çöküşe sürükleyecek bağımlılıklara kapılmasına neden olur. Jordan Belfort bize kısa sürede çok büyük paralar kazanmayı ve aynı zamanda bir o kadar kısa sürede de kaybetmeyi gösterirken kısaca para yönetimi konusunda uyarıda bulunuyor.
Kazanma Sanatı (Moneyball, 2011)
Michael Lewis’in 2003 yılında yazdığı “Moneyball The Art of Winning an Unfair Game” isimli kitaptan uyarlanan ve Bennett Miller yönetmenliğinde çekilmiş; başrollerinde Brad Pitt, Jonah Hill ,Philip Seymour Hoffman gibi başarılı isimlerin yer aldığı Amerikan yapımı bir filmdir. 2011 yılında gösterime giren film genellikle iki karakterin üzerinde durmuştur: Billy Beane ve Peter Brand. Filmi incelerken ilk başta spor ve sporcu üzerine olduğu önyargısı oluşsa da filmimiz tamamıyla işin mutfak kısmı yani istatistik ve strateji üzerine kurulu. Billy ve Peter hayatlarının bir noktasında birleşmiş spor ve sporcu dünyasına strateji ve analizin ne kadar etkili olabileceğini göstermiştir.
Sosyal Ağ (The Social Network, 2010)
Ünlü yönetmen David Fincher’in başyapıt filmlerinden biri olan The Social Network, Mark Zuckerberg ve arkadaşlarının Facebook’un kuruluş sürecinde yaşadıklarını anlatıyor. Film Jesse Eisenberg, Andrew Garfield, Justin Timberlake gibi büyük bir oyuncu kadrosuna sahip. Harvard’da okuyan Mark’ın sevgilisiyle arası bozulur. Bunun üzerine Mark, Harvard sistemine sızar. Kurduğu Facemash adlı uygulama tüm üniversitede popüler olur. Bu site okuldaki kızları güzellik derecesine göre sınıflandırır, insanlar sisteme girip kızları puanlar. Site büyük ses getirir, o dönemin ünlü iş adamı ve aynı zamanda Napster denen uygulamanın kurucusu Sean Parker’ın ilgisini çeker. Mark, Sean Parker ile tanışır ve Facemash’e eklemeler yapılarak “The Facebook” kurulur. O dönemde sadece üniversiteler arasında bir uygulamayken ilerleyen aylar ve yıllarda her yaştan insanın, tüm Dünya’nın kullandığı bir uygulama haline gelir. Mark’ın bu fikrinin günümüz teknolojisinin temellerinden birisi olması filmi izlenir kılan faktörlerden. Sosyal Ağ filmi girişimciliğe meraklıların izlemesi gereken filmlerin başında geliyor.
Umudunu Kaybetme (The Pursuit of Happyness, 2006)
Başrolünde Will Smith ve Jaden Smith’ in olduğu Umudunu Kaybetme filminin yönetmen koltuğunda Gabriele Muccino oturuyor. Film Will Smith’in oynadığı Chris Gardner karakterinin biyografisi tarzında bir film. Chris kemik yoğunluğu ölçen cihaz satmaktadır. Ama bu işten kazandığı para ailesini geçindiremez. Eşi ile de bu durum yüzünden sürekli tartışırlar ve en sonunda eşi evi terk eder. Artık Chris oğluyla yalnızdır. Yine bir gün yolda cihaz satmaya çalışan Chris bir adamla tanışır. Ünlü bir borsa firmasında çalışan bu yöneticinin rubik küpünü çözer ve adamı etkiler. Bu adamın şirketine stajyer olarak girer ama 6 ay süreyle ve ücret almadan çalışacak olması Chris’in canını sıkıyordur. Chris, şirket yöneticilerini etkiler ve şirkette tam zamanlı bir çalışan olur. Bu zor hayatında evsiz kaldığı, aç kaldığı zamanlar bile olmuştur. Film biz izleyicilere ne kadar zor durumlara düşersek düşelim umudumuzu kaybetmememiz gerektiğini çok güzel bir şekilde anlatıyor.
Sıkıysa Yakala (Catch Me If You Can, 2002)
Yönetmen koltuğunda Steven Spielberg’ün oturduğu, Frank Abagnale Jr’ın kendi hayatını anlattığı romandan uyarlanan Sıkıysa Yakala filmi; Leonardo DiCaprio’nun canlandırdığı Frank karakterinin 20’li yaşlarda her gün doktor, savcı, pilot gibi sayısız mesleğe bürünerek FBI’ı peşinden koşturmasını konu ediniyor. FBI ajanı rolünde ise ünlü aktör Tom Hanks’i izliyoruz. FBI ajanımız Carl ile Frank’in ajan-suçlu şeklinde başlayıp ilerleyen zamanlarda dost olması filmde çok güzel aktarılmış. Henüz 20’li yaşlarda bunu yapan dolandırıcımız Frank’in hâl ve hareketleri, gülüşleri seyirciyi ekrana kilitler cinsten. Bu filmde yaşanan olayların gerçek hayatta yaşanabilmiş olması hayli enteresan. Yönetmen bu filmde polisiyeyi ön planda tutmuş gibi gözükse de mizah faktörü daha ön planda. Frank’in sıfırdan gelerek değişik girişimleri sonucunda büyük paralar kazanması ile Sıkıysa Yakala, girişimcilik kategorisinde film arayan izleyiciler için olmazsa olmaz filmlerden. Ayrıca filmin sürükleyici anlatımı, polisiye ve mizahın harmonisi bu filmi izlenir kılan diğer faktörlerden.
İlginizi çekebilir: Fit Yemek ile Tanıdığımız Emre Gökgöz Röportajı
Yorumlar