Stres; hayatımızda gülmek, koşmak, yemek yemek gibi doğal ve alışkın olduğumuz bir durum. Peki zihnimizde stres denince oluşan canavar stresin kendisi midir yoksa aşırısı mı? Ya da stres her zaman bize zarar verip hayat kalitemizi mi düşürür? Stres ile iyi ilişki kurabilmek için neler yapmalıyız?
Biraz daha açık olmak için birkaç örnek vermem gerekirse sürekli girdiğimiz sınavlardan, gelecekteki planlarımızı gerçekleştirmek için girilen tatlı, pembe paniklerden bahsetmem hiç de yanlış olmaz. Bir tasarımcının gala gecesi için girdiği stres veya bir annenin ateşi çıkan bebeğinin başında beklerken gerilmesi sizce hayatı zorlaştırıyor mu yoksa tam aksine girilmesi gereken bir ruh hali mi?
Zihnimizdeki stres adlı canavar içinse stresin dozunun kaçmış hali diyebiliriz. Aslında ele almak istediğim konuysa son cümlemde bahsettiğim gibi dozu fazla kaçan stres durumu. Çoğumuzun, hele de son yıllarda, hızla akan dünyaya uyum sağlamak için girdiği büyük büyük stresler, bunların anksiyete, panik atak gibi evrilmiş halleri kulağımıza, üzücü ama, o kadar sıradan geliyor ki… Peki biz stres ile ilişki kurabilmek için ne yapıyoruz da durum bu denli vahim bir hal alıyor veya yapmamız gereken neyi yapmıyoruz? Yeni bir işe girmek, şehir değiştirmek, travmalar, evlilik, sağlık problemleri, ölümler, takıntılar ve daha sayamayacağımız birçok neden gösterebiliriz.
Hayatta yaşanılan, kazanılan, kaybedilen, gidenler, kalanlar, her ne ve kim ise bizden ve bizim mental sağlığımızdan daha önemli değil ve olmamalıdır. Harika bir iş teklifi mi aldınız, sevinmelisiniz ancak hayatımızın işten ibaret olmadığının bilincinde olarak olmalı bu sevinç. Eşimiz veya arkadaşımızla hatta belki ailemizle yollarımız mı ayrıldı? İnsan ilişkileri hayatımızın yalnızca bir parçası. Yaşanan olaylara “hayatımız” muamelesi yapmayı bırakırsak aşırı stresle baş etmek için güzel bir başlangıç yapmış oluruz bence. Diğer kurtarıcı olarak gördüğüm aşırı stresle baş etme yolu ise “anlatmak.”
İlginizi Çekebilir: Mars Gezegenini Dünyalaştırmak
Yorumlar