Adını çizdiği otobiyografik eserlerden tanıdığımız Meksikalı ressam Frida Kahlo, aslında çoğumuzun bilmediği acı dolu ve bir o kadar da çarpıcı bir hayat hikâyesine sahip. Yaşadığı acılara rağmen pes etmeyen ressamın hayat hikâyesini gelin hep birlikte öğrenelim.
6 Temmuz 1907 senesinde dünyaya gelen Frida, doğum tarihini Meksika Devrimi‘nin gerçekleştiği 7 Haziran 1910 olarak değiştirmiştir. Hayatı boyunca zorluklara göğüs geren ressamın ilk talihsizliği 6 yaşındayken geçirdiği çocuk felciyle başlamıştır. Geçirdiği bu felç sonucu bir bacağı hasar görmüş ve hayatı boyunca topallayarak yürümek zorunda olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu sebeptir ki kendisinden hayatı boyunca “Tahta Bacak Frida” diye bahsedilmiştir. Bunu hiçbir zaman önemsemeyen Frida Kahlo, La Prepatoria adlı hazırlık okulunda eğitim almıştır. Ancak talihsizlikler peşini bırakmamış ve sanatçı 18 yaşında korkunç bir trafik kazası geçirmiştir. Doktorların yaşamasını mucize olarak gördükleri Frida birkaç hafta komada kaldıktan sonra hayata resim çizerek tutunmuştur fakat geçirdiği kaza sonucu tam 32 ameliyata girmek zorunda kalan ressam sadece fiziksel olarak değil psikolojik olarak da derin yaralar almaya devam etmiştir.
Kazadan birkaç yıl sonra Frida’nın yolları Diego Rivera ile kesişmiştir. Hayatının bu döneminde resim ve çizim yapmaya oldukça yoğunlaşan ressam 1929 yılında Rivera ile dünya evine girmiştir. Ne yazık ki Frida’nın evliliği de istediği gibi gitmemiş ve sağlık sorunlarından dolayı çocuğunu aldırmak zorunda kalan Frida kocasının ilgisizliği, sadakatsizliği sonucunda boşanmak zorunda kalmış ancak 1 sene sonra tekrardan evlenerek Frida’nın çok sevdiği Mavi Ev’e yerleşmişlerdir. Bu dönemde Frida’nın sağlığı günden düne kötü gitmekteymiş. Ağrıları artıkça kendini adeta şifa bulmak istercesine daha da resimlerine vermiştir. Çeşitli ülkelerde resim sergileri açan Kahlo, New York sergisinden sonra herkes tarafından tanınmaya başlamıştır.
1950 yılında omurgasındaki sorunlar sonucunda hastaneye yatırılan Frida, bir seneye yakın hastanede kalması sonucunda artık umutlarını yitirip hayata küsmüştür. Hayatındaki bütün zorluklara göğüs germeye çalışan ressam akciğer embolisi teşhisi ile 47 yaşında geride bıraktığı acı dolu hayatı ve sayısız eserleriyle hayata gözlerini yummuştur. Cenazesi yakılan Frida’nın külleri günümüzde Mavi Ev’de saklanmaktadır.
İlginizi çekebilir: En Güzel Kahve Yapma Yöntemleri
Yorumlar