Geçmiş yıllardan beri “zincir marketler”in büyümesi ilk defa bu kadar hızlandı. Bu büyümenin elbette fazlaca nedeni var ancak ben bugün size bana göre başlıca iki sebebinden bahsetmek istiyorum.
Marketlerin e-ticarete katılması:
2020 yılında Covid-19 virüsü ile başlayan pandemi, tüketim alışkanlıklarımızın neredeyse tamamını değiştirdi. Bu süreçte kalabalık ortamlarda bulunmak istemeyen tüketiciler, ihtiyaçlarını karşılamak için online alışveriş adreslerine yöneldi. İnsanlar istedikleri ürünleri konfor alanlarından çıkmadan hızlı bir şekilde istedikleri adreslere siparişler verdi. Bu sayede zaman kaybetmeden ve yorulmadan doya doya alışveriş yapmaya başlanıldı. Durum böyle olunca firmalar perakende alışverişten daha çok e-ticarete ağırlık vermeye başladı. Bununla birlikte e-ticaret yaygınlaşmaya ve hızlıca büyümeye başladı.
Ticaret bakanlığının açıkladığı 2020 ve 2021 verilerine göre ise e-ticarette en çok büyüme gıda-süpermarket kategorisinde oldu. Zincir marketler, büyük yatırımlar yaparak kurdukları internet adresleri ya da oluşturdukları uygulamalar ile online marketlerini kurdular. Zincir marketlerin yanı sıra Trendyol, Getir, Hepsiburada ve Yemek Sepeti gibi şirketler de sanal marketlerini kurdular. Böylece sektörde daha fazla rekabet ortamı oluştu. İlginç reklam stratejileri ve müşterilerine sundukları farklı fırsatlar ile bu rekabet ortamından neredeyse bütün firmalar çok kazançlı bir şekilde çıktı. Bununla birlikte firmalar hem geleneksel market ortamlarında hem de online marketlerinde katlanarak büyümeler yaşadı.
İnsanların gereğinden fazla ürün alması:
Bu durumun ikiye ayrıldığını düşünüyorum. Birincisi, online marketlerin tamamında minimum sepet tutarı söz konusu bu durum yüzünden insanlar aslında o an ihtiyacı olmayan ürünleri de almak durumunda kalabiliyor. Örneğin sadece süt almak isteyen bir kişi minimum sepet tutarını geçmek için sanal sepetine bir de bisküvi veya başka bir ürün ekliyor ve ondan sonra sipariş ediyor. Böylece market size daha fazla ürün satarak kazancını ekstra artırmış oluyor.
Bir de tabi yine başlangıçta virüsün sebep olduğu ve şu anda Ukrayna-Rusya savaşı ile devam eden bir psikolojik savaş var. İnsanlar savaş psikolojisine girerek bazı ürünlerin biteceği veyahut fiyatının katlanarak artacağını düşünerek daha fazla ürün almaya başladı. Hatta evlerinde ürünleri stok yapabilecek alanları olan kişiler, tükeneceğini veya fiyatının olağandışı artacağını düşündükleri ürünlerden ihtiyacından daha fazla alarak evlerinde depolamaya başladı.
Pandeminin ülkemizde etkili olduğu ilk zamanlarda makarnanın tükeneceği iddiası ortaya atıldı ve insanlar adeta raflarda ürün bırakmayacak şekilde makarna almaya başladı hatta durumu fırsata çeviren bazı firmalar makarna çeşitlerini fahiş fiyatlara sattı. Ancak bu iddia yalandı ve yalanlanması ise makarna üreticileri tarafından “Kimse panik yapmasın, her evi makarnaya boğarız.” diyerek yapıldı ve haklılardı. Bahsettiğim bu süreçte olduğu gibi sık sık yaşadığımız benzer olaylar sonucunda marketler gereğinden fazla satış yaparak büyük gelirler elde ettiler.
Umarım zincir marketler büyümeye devam ettikçe bize daha güzel fırsatlar sunar. Tabii ki son kez biz tüketicilere değinecek olursam umarım gereğinden fazla gıda alışverişi yapmayı bir şekilde durdururuz ve piyasada yaşanan dalgalanmalara biz de katkı sağlamayız.
İlginizi Çekebilir: Kripto Sanat: Tablolar Dijitale Taşınıyor
Yorumlar