Doğal güzelliği, mimarisi ve yüksek yaşam standartlarıyla bildiğimiz İskandinav ülkelerini düşündüğünüzde aklınıza neler geliyor? Soğuk ve bitmek bilmeyen kış ayları mı? Kuzey Işıkları mı? Vikingler mi? Bizim aklımıza dünyanın en mutlu ülkelerinden olmaları geliyor. Evet, doğru okudunuz!
Geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler’in yayınladığı “Mutluluk Raporu”nda Danimarka, ikinci sırayı kaptı. Peki, nasıl oluyor da dünyanın en mutlu ülkesi seçiliyorlar? Yaşam stili olarak benimsedikleri Hygge ile! Dan dostlarımız Hygge’yi o kadar ciddiye almışlar ki ülkede “Mutluluk Araştırma Enstitüsü” kurulmuş ve bu felsefeyi 10 maddelik bir manifesto hâline getirmişler. Haydi gelin daha fazla meraklanmadan Hygge’nin ruhunu yansıtan manifestoyu inceleyelim. Emin olun ihtiyacımız olan her şey bu maddelerde gizli.
Ortamın sahip olduğu “atmosfer”, manifestonun ilk maddesi olarak yerini alıyor. Bu madde yaşam alanlarının daha sıcak ve samimi olması için mumlarla bol bol doğal ışık yaratmamızı öneriyor. Mutlu olmakla mum kullanmak arasında bir bağ olduğunu düşünen Danimarkalılar, dünyada en çok mum kullanan ülke olarak seçilmiş! Yani anlayacağınız mumlar bu madenin kilit noktası. Böylesine sıcak bir ortamın tamamlayıcısı olan diğer maddemiz de tabii ki “konfor”. Yumuşacık battaniyeniz, yün çoraplarınız, sıcacık içeceklerinizle birlikte rahat hissettiren pijamalarınız… Kısacası konfor denilince aklınıza gelen onlarca şey! Peki, bu ortamda sessizliği dinlemeyi mi yoksa telefonunuzla vakit geçirmeyi mi tercih ederdiniz? Çünkü Hygge’nin ön koşullarından biri de teknolojiden uzak durmak. Neden mi? Anda kalabilmek için. Bırakın telefonları, sevdiklerinizle birlikte anın tadını çıkarın. Hayat zaten sadece nefes alıp verdiğimiz o anlardan ibaret değil midir? Manifestonun “anda kal” maddesi işte tam da bu bilinci bizlere katıyor. Bunu bir de uyumla bütünleştirirseniz Hygge’nin parçalarını tamamlamaya başlamış oluyorsunuz. Ancak buradaki uyum sadece adapte olmak anlamında değil.
Gösteriş ve egodan uzak bir şekilde kimseyle kıyaslama yapmadan, yarışa girmeden, olduğunuz gibi çevrenizle etkileşim kurmanız. Doğallığı ve samimiyeti sunan bu maddelere eşitlik de eklenince mutluluğun tarifini almış oluyorsunuz! Dan dostlarımız “eşitlik” maddesiyle diyor ki herkes kendi sorumluluğunu üstlenmeli. Yani diyelim ki sevdiklerinizle bir araya mı geliyorsunuz sofra birlikte hazırlanır, yemekler birlikte yapılır, herkes kendi bulaşığını makinaya dizer. Öyle misafir, ev sahibi gibi bir durum yok. Düşüncesi bile çok iyi değil mi?
Gelelim son ve en önemli maddeye. Tüm maddeleri değerli kılan bu maddemiz: Minnettarlık! Lafta değil gerçekten özümseyerek “önce sağlık“ dediğimiz, sevdiklerimize sarılabilmenin değerini çok daha iyi anladığımız bu pandemi döneminde de sahip olduğumuz her şey için “iyi ki” demeyi hayatımıza kattık. Hygee’nin bu maddesi için antrenmanlı sayılırsınız! Umarım hayatınıza Hygge sayesinde dokunabilir ve yüzünüzdeki gülümsemenin nedeni olabiliriz. Nice hygee’li günlere!
İlginizi Çekebilir: Stresten ve Endişeden Uzak Yeni Nesil Tatil Trendleri
Yorumlar