“Ben devrim ruhumu ondan aldım. Ziyaret edeceğim yerlerin başında elbette Aşiyan gelir.” -Mustafa Kemal Atatürk
Selam KalemlİK okurları!
Keşfetmeye değer ekibi olarak bugün pek çok sanatseverin ilgiyle gezebileceği bir edebiyat sergisi önerisiyle karşınızdayız. Tevfik Fikret’in bizzat kendisi tarafından inşa ettirilen ve içindeki eşyaların tasarımına kadar sanatçıya ait olan Aşiyan, kuş yuvası anlamına gelmektedir. Aynı zamanda bulunduğu semt de Tevfik Fikret’in evine vermiş olduğu bu isimle anılmaya başlamıştır. Sanatçının ölümünden 30 yıl sonra ziyaretçiye açılmış olan bu müze, Türkiye’nin ilk edebiyat sergisi olarak bilinmekte. Müzenin içindeki çoğu eser Tevfik Fikret’e ait olsa da içerisinde çok değerli sanatçıların eserleri de sergilenmektedir.
Salondan içeri girdiğimizde dönemin çok ünlenmiş bir tablosu bizi karşılıyor. Tevfik Fikreti’n ünlü şiiri “Sis”ten etkinlenen şehzade Abdülmecit efendi, bu şiirden esinlenerek sis içinde bir deniz resmetmiştir. Bu tablonun en şaşırtıcı özelliği ise sisin içine dikkatlice bakıldığında karşımıza bir İstanbul silueti çıkması.
Aşiyan aynı zamanda içerisinde bir çok değerli Servet-i Fünun sanatçısının eserlerini bulundurmakta. Müzenin ilk katında Abdülhak Hamit Tarhan anısına düzenlenmiş odada, sanatçının eşine ait bir tutam saçtan son kullandığı ilaçlara, diplomatlık döneminin izleri olan madalyalarına kadar pek çok değerli obje sergilenmekte.
Aşiyanda kendisine özel bir odaya sahip olan bir diğer sanatçımız ise Recaizade Mahmut Ekrem. Edebiyatımızda pek çok ilke imza atmış olan değerli sanatçımız, Tevfik Fikret’i Servet-i Fünun dergisinin başına getirerek Türk edebiyatında yeni bir dönemin başlamasına yardım etmiştir.
Evin aşağı katına indiğimizde ise Tevfik Fikret’in yemek odası ve mutfağı bizi karşılamakta. Aynı zamanda dönemine göre özenle düzenlenmiş bu katta Aşiyanın boğaz manzaralı, göreni hayran bırakan bahçesine açılan bir kapı bulunuyor.
Evin üst katına çıktığımızda Tevfik Fikret’in neredeyse tüm şiirlerine, resimlerine ve araştırmalarına şahitlik eden çalışma odasını görüyoruz. Doğu ve batı tarafı olarak ayrılan bu oda, eserlerinde daima kendi değerlerimizi ve batının gelişmişliğini sentezlemek için çabalayan Tevfik Fikret’in sanat kimliğini yansıtmakta. Aynı zamanda çalışma odasının içinde sanatçının öğretmenlik yaptığı Robert Koleji’ne giden köprüye açılan bir kapıda bulunmakta.
Üst katta bulunan diğer bir oda ise dışarı bakıldığında boğaz manzarasının en güzel örneklerinden birinin gözüktüğü yatak odası. Pencereyi açtığınız andan itibaren etkisinden çıkamayacağınız bu görüntüye hayran kalacaksınız.
Sanatçının neredeyse ömrünü geçirdiği bu ev, 19 Ağustos 1915’te gerçekleşen vefatının ardından bize kazandırılan değerli bir edebiyat müzesine dönüştürüldü. Tevfik Fikret’in naaşı ise daha sonra Aşiyan’ın bahçesine taşındı.
Keşfetmeye Değer ekibi olarak muhteşem manzarası ve edebi zenginliğiyle sizi büyüleyecek olan bu müzeyi mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ediyoruz.
İlginizi çekebilir: Futbol Nasıl Bu Kadar Geniş Kitlelere Ulaştı?
Yorumlar