Sinema/TV

Sen Hiç Ateş Böceği Gördün Mü? Filmi Mercek Altında


Sen Hiç Ateş Böceği Gördün Mü? filmi 9 Nisan itibarıyla Netflix’te yayınlanmaya ve izleyenlerin yorumları gelmeye başladı. Kimine göre en iyi Türk yapımı Netflix filmi kimine göre de en kötüsü. Peki, nedir bu filmin konusu ve özelliği?

Yılmaz Erdoğan, Sen Hiç Ateş Böceği Gördün Mü? hikâyesini 1998 yılında askerdeyken bir tiyatro oyunu olarak yazıyor. Oyun, Demet Akbağ’ın muhteşem performansı ile 1999 yılında ilk kez sergileniyor. Yılmaz Erdoğan da komutanından izin alarak oyunun ilk gösterimine gidiyor. Bu oyun tiyatro izleyicileri tarafından çok seviliyor. Öyle ki 5 yıl boyunca kapalı gişe oynuyor, 505 kez sahneleniyor ve 1 milyondan fazla kişi izliyor. Oyun 2021 yılında da senarist koltuğunda Yılmaz Erdoğan, yönetmen koltuğunda da Andaç Haznedaroğlu ile bir Netflix filmine dönüşüyor. Film, Gülseren’in ateş böcekleriyle ilişkisini, doğduğu çevrede üstün zekâsı ve sivri diliyle yaşadığı olayları anlatıyor bize. Üstün zekalı diyoruz ama doğduğu çevredeki çoğu insan bunu anlayamıyor. Bu yüzden de deli Gülseren oluyor. Filmin konusu kısaca böyleydi, oyuncu kadrosunda ise; Ecem Erkek (Gülseren), Yılmaz Erdoğan (Somer Yoğurtçuoğlu), Devrim Yakut (Gülseren’in annesi İclal), Engin Alkan (Gülseren’in babası Nazif), Merve Dizdar (Gülseren’in halası İzzet), Ushan Çakır (Gülseren’in amcası Hazım), Bülent Çolak (Gülseren’in dayısı Kürşat), Bora Akkaş (Veli), Atakan Çelik (Muhabir Sedat), Ahmet Rıfat Şungar (Dündar).

Sen Hiç Ateş Böceği Gördün Mü?

Film hakkında genel bilgiler bittiğine göre bizim düşüncelerimize geçelim. 9 Nisan’da yayınlandığı gibi izledim ve kendimi Gülseren’in dünyasının içinde buldum. Hem acıklı hem de komik bir dünya Gülseren’in dünyası. Topluma göre kötü, deli olarak görülüyor; sanki tek sorun Gülseren’deymiş gibi. Çok zeki olması ve en önemlisi de onu anlamayacak insanların arasında olması dışında bir sorunu yoktu. Belki biraz fazla sivri dilli olabilir, kabul. Filmde genel olarak Gülseren’in hayatından bahsediliyor ama bence bir başka güzel detay da Gülseren’in yaşadığı dönemlerdeki olayların oldukça güzel bir şekilde aktarılmasıydı. Ülkemizde 1950’lerden günümüze yaşanan olaylara panoramik bir bakış atıyoruz ve o zamanlarda yaşanan olaylar öyle bir anlatılıyor ki izlerken 2002 doğumlu ben bile o anları yaşadım.

Sen Hiç Ateş Böceği Gördün Mü?

Ayrıca hiç ateş böceği görmediğimi fark ettim. Bence çoğu kişi de bunu düşünmüştür. Siz kendi kendinize bu soruyu sorarken Yılmaz Erdoğan’ın cevabını da paylaşalım sizlerle: “Ateş böceklerini İstanbul’da ilk gördüğümde çok şaşırmıştım. Evet küçükken görmüştüm ama İstanbul’da görmeyi beklemiyordum. Evden çıktığımda karşıdaki çalılıklardaydılar, uzun uzun bakıştık onlarla. O zaman aklıma gelmemişti bunun önce bir tiyatro oyununa, ardından filme konu olacağı.” Filmi izlerken sadece bu soruyu da sormuyorsunuz kendinize, en azından bende öyle olmadı. Gülseren’in filmi izlerken kendimize ister istemez sordurttuğu soruları düşündüm. Bu yüzden de filmi oldukça beğendim. Ben bu filmi beğendiğim için siz de kesin beğeneceksiniz diye bir şey söylemem doğru olmaz. Sadece konusunu ve bende uyandırdığı hisleri anlatmaya çalıştım sizlere. Umarım başarılı olmuşumdur. Fragmanın linkini de buraya ekliyoruz, beğenirseniz izlemenizi tavsiye ederim. İyi eğlenceler!

İlginizi Çekebilir: #ListeledİK Efsaneleşmiş Dizi Friends’in En İyi 10 Bölümü

Sinema/TV
Christopher Nolan: Film Dünyasının Dehası
Sinema/TV
Koç Carter Film İncelemesi
Sinema/TV
Dakikalarca Ayakta Alkışlanan Film: Kuru Otlar Üstüne
  • Çok güzel bir yazı olmuş, kalemine sağlık.