Genel

Hindenburg: Havacılığın Titanik’i


Titanik… Tarihin en bilinen facialarından birine sebep olmuş, “Bu gemiyi Tanrı bile batıramaz!” böbürlenmesine karşın bir buz dağına çarpan ve Atlantik’in soğuk sularına karışan gemi aslında. Çoğumuzun Leonardo Di Caprio’lu 1997 uyarlaması film sayesinde haberdar olduğu bu deniz kazasını çok anımsatan bir hava faciasının yaşandığını biliyor muydunuz? Hindenburg Zeplin Faciası. Evet, zeplin! Hepimize çok uzak ve eski gelen bir kelime. Hava ulaşımı söz konusu olduğunda uçaklara ve hatta uçak türlerine oldukça hakimiz fakat uçakların bu kadar yaygın olmadığı dönemde hava ulaşımının zeplinler sayesinde sağlandığını biliyor muydunuz? Zeplinler yaklaşık 20m uzunluğunda olan, havanın itme kuvveti ve statik elektrik kuvvetleriyle çalışan devasa balonlardı desek hiç de yanlış söylemiş olmayız.

6 Mayıs 1937’ye gittiğimizde tarihin en büyük zeplin faciasına tanıklık edebiliriz. 23 metre uzunluğundaki, dünyanın en büyük zeplini olma unvanına sahip olan Hindenburg Zeplin’i Almanya’dan Amerika’ya doğru seyahat etmekteydi. Baştaki Titanik benzetmemizin bir sebebi var elbette. Bu zeplin tıpkı Titanik gibi oldukça lükstü. İçinde restoranlar, balo salonlar, sıcak su, kamalar vb. bulunuyordu. Yolculuğu oldukça keyifli devam eden Hindenburg, Amerika hava sahasına girdikten sonra yüzeyindeki statik elektrik gerilimi ve içerisinde onu havada tutan yanıcı hidrojen gazının da patlamasıyla birlikte havada bir alev topuna dönüştü. İrtifa kaybederken bir yandan da alev alev yanmaktaydı. İçerisinde bulunan 36 yolcu ve 27 mürettebat bu kazadan sağ çıkamadı ve Hindenburg Zeplin’i tarihin tozlu sayfalarına korkunç bir zeplin kazası olarak kazınmış oldu.

Başlarda bu kazanın bir komplo olduğu düşünülse de ardından yapılan araştırmalar sonucu zeplinlerde bu tarz kazaların yaşanmasının normal olduğu kanısına varıldı. Hindenburg, döneminde oldukça büyük ses getirdiği için güvenli hava ulaşımı konusunda zamanın mühendisleri çalışmalara başladı. Zamanla savaşlarda kullanılan tek motorlu uçaklar geliştiridi, tasarlandı, sağlamlaştırıldı ve günümüzde Boeing ve Airbus gibi ismini sıklıkla duyduğumuz uçaklara evrildi. Tek motorun yerini 4 motor devraldı. Kumaştan yapılmış dış yüzey, sağlamlaştırılmış metal materyallerle değiştirildi. Kumaş kaplama kaldırılınca da iç basıncı sağlamak için yanıcı ve patlayıcı özelliği olan hidrojen gazının kullanımına gerek kalmadı. Aradaki 85 yılda havacılık sektörü, Hindenburg faciasından feyz alarak modern havacılığın gelişmesini sağladı.

İlginizi çekebilir: Rock Müzikte “Psikedelia” Akımı

Genel
Kahve Tadımının Püf Noktaları
Genel
En Güzel Kahve Yapma Yöntemleri
Genel
Aura: Enerji Alanının Üzerimizde Bıraktığı Etkiler
Henüz bir yorum yok.