Fenerbahçe’ye transfer olmasıyla yalnızca Türk basınında değil dünya basınında da birçok medya organının kendisine yer verdiği, dünyaca ünlü isimlerin tebrik mesajları ilettiği ve Fenerbahçe Spor Kulübü’nün en fazla beğeni alarak rekor kırmasını sağlayan tweet’in baş sorumlusu Mesut Özil, kimdir?
Aslen Zonguldaklı olan Mesut Özil, 70’li yıllarda ailesinin Almanya’ya yerleşmesiyle 15 Ekim 1988 yılında Gelsenkirchen şehrinde doğmuş ve orada büyümüştür. “Futbolun Büyüsü” kitabında da anlattığı gibi yoksul bir çocukluk geçiren Özil, o dönemlerdeki aile düzenini şu sözlerle ifade ediyor: “Annem bir okulda temizliğe gidiyordu, üstelik günde iki vardiya. Canım annemin yine de hiç yakındığını duymadım. Ne yapsam onun hakkını ödeyemem. Babamın da her kuruş için savaşması gerekiyordu. Önce bir deri fabrikasında çalıştı, sonra bir kahvehane ve büfe işletti. Ardından bilardo salonu açtı, sonra da Opel’e işçi olarak girdi. İşsiz kaldığı zamanlar da oldu. Çok zorluk çektik ama şükür ki birbirimize bağlı bir aileydik, hâlâ öyleyiz.”
Futbol kariyerine 16 yaşında A Genç Takımı ile başlayan Özil, daha sonra Almanya’nın köklü kulüplerinden olan Schalke 04 altyapısına gitmiş ve yaklaşık 1 yıl kadar burada top koşturmuştur. O dönemde Schalke 04 başkanı olan Gerhard Rehberg ile Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün dostluğundan dolayı Türkiye’ye gelmiştir. Galatasaray ile Beşiktaş tarafından denenip “Bu çocuk çok cılız, bundan futbolcu olmaz.” yorumlarını alan Mesut Özil’in Türkiye kariyeri ise başlamadan bitmiştir. Bu olaydan sonra Almanya’ya dönerek Schalke 04 ile profesyonel sözleşme imzalamış ve kariyer basamaklarını tek tek çıkarak bir diğer Alman kulübü olan Werder Bremen’e transfer olmuştur.
Real Madrid’in Yıldızı:
2010 yılında Almanya Milli Takımı ile dünya 3.’sü olan Özil, bu turnuvada göstermiş olduğu başarıdan dolayı FIFA tarafından “Altın Top” ödülüne aday gösterilmiştir. Katalan ekibi Barcelona da 10’un peşinde olmasına rağmen Jose Mourinho’nun kendisini arayıp takımda görmek istediğini çok net bir dille ifade etmesi üzerine Real Madrid’e imza atmış ve onu kariyerinin zirvesine çıkaran başarıları bu takımda yaşamıştır.
Arsenal Serüveni:
Dünyanın en büyük yıldızları ile aynı takımda oynayan ve vazgeçilmez bir oyun kurucu olan Özil, 2013 yılında Arsene Wenger’in yönettiği Arsenal’e giderken çok sevdiği takım arkadaşlarından ayrılacağı için biraz buruk bir sevinç yaşamıştır. Arsenal ise bu transfer için 47 milyon euro ödediğini açıklamış ve Madrid en fazla para kazandığı ilk oyuncu transferini gerçekleştirmiştir. 8 yaşında gittiği futbol akademisinden dönerken arkadaşları evini görmesin diye servis şoförüne yanlış adres veren o çocuk artık adını dünyaya haykıran kocaman bir yıldız olmuştu.
Profesyonel kariyeri boyunca 600 maça çıkan Mesut Özil, 105 gol atıp 216 asist yaparak 321 gole direkt katkı sağlamış aynı zamanda da Arsenal’de 1 sezonda 146 pozisyon yaratarak efsane isim Thierry Henry’den bu yana kaydedilen en yüksek istatistiğin sahibi olmuştur.
Arsenal ile çok güzel 2 sezon geçirdikten sonra Almanlar tarafından haksız eleştirilere maruz kalan Özil, kariyerinin zirvesine çıktıktan sonra çeşitli nedenlerden ötürü düzenli forma giyme şansı bulamamıştır. Daha sonra da yeni gelen teknik direktörlerle sıkıntı yaşamış ve pandemiden bu yana da nerdeyse hiç forma giymemiştir. 15 dakikalık devre arasının bile çok uzun geçtiğini söyleyen ve hayattaki en büyük tutkusu futbol olan bir insanın yeşil sahalardan uzak kalması çok da isteyeceği bir durum değildi.
Rüya Gerçek Oldu: Özil Fenerbahçe’de!
Hem çocukluktan beri tuttuğu takım olan Fenerbahçe’de bir gün forma giymek istemesi hem de o çok özlediği yeşil sahalarda sihrine devam etmek istemesiyle, 8 milyon euro gibi ciddi bir ücreti almadan 24 Ocak 2021 tarihinde resmi olarak Fenerbahçe’ye transfer oldu. Fenerbahçeli taraftarların “rüya” olarak tabir ettiği bu olay sonunda gerçeğe dönüştü ve Fenerbahçe bir oyuncudan ziyade bir marka, bir değer ve bir karakter transfer etti.
Her ne kadar Fenerbahçe’nin bir futbolcu transferi olsa da Mesut Özil’in ülkemize getirecek olduğu reklam değeri tartışılmaz bir gerçektir. Koyu bir Fenerbahçe taraftarı olarak umuyorum ki hem futboluyla hem duruşuyla hem de ülke futboluna katkılarıyla uzun süre dilimizden düşmez. Son olarak eski takım arkadaşı olan Christiano Ronaldo ve rakibi Messi’yi izlerken “Taraf olmadan izleyin ve sadece tadını çıkarın!” deniyorsa Mesut Özil’i izlerken de renk ayırt etmeden yalnızca onun sihrine kapılın ve tadını çıkarın. Gelin beraber Mesut olalım!
İlginizi Çekebilir: Life In A Day Belgeseli: Bir Güne Ne Sığar?
Yorumlar