Son zamanlarda kulüp ve milli takım bazında başarıların süreklilik haline geldiği Türk voleybolunun yükselişi, “Türkiye futbol ülkesidir.” söylemini kimi çevreler tarafından değiştirilerek “Türkiye voleybol ülkesidir.” denmesine hatta bunun kamuoyu tarafından da alıcı bulmasına yol açtı. Peki, futbol ülkemizde neden eskisi kadar ilgi görmüyor?
İzleme alışkanlıklarının değişiminin, birçok içerikte olduğu gibi spor organizasyonlarını da ciddi şekilde etkilediği bu dönemde, ülkemizde futbolun hâlâ çok geniş bir izleyici kitlesine hitap etmesine rağmen eskisi kadar rağbet görmediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Özellikle ligimiz futbolunu baz alacak olursak kulüp başkanlarından taraftarlara kadar neredeyse bütün paydaşlar oynanan oyundan memnun olmadığını açıkça dile getiriyor.
Özellikle son 10 yılda, endüstrileşen bir sektör haline gelen futbolda kulüplerimiz modern futbola ayak uyduramadılar. Çoğu Avrupa ülkesine baktığımızda kulüpler sürekli geleceği, oynanan oyunu ve bunu nasıl geliştirebileceklerini düşünürken çoğu kulübümüzün bu düşüncelerden uzak sadece günü kurtarmayı düşündüğünü gözlemliyoruz maalesef. Bunların üzerine sosyal medyanın da varlığıyla alevlenen birbirini aşağıya çekme çabası, taraftarlardan çıkıp kulüplerimizin de uyguladığı bir alışkanlık haline geldiğinden dolayı bir takımımız uluslararası arenada başarısız olduğunda yerin dibine gömüp, başarılı olduğunda ise aşağıya çekmek için elimizden geleni yapıyoruz. Bunun sonucunda da ülke puanımızı istenilen seviyelere çıkartamıyoruz ve her geçen gün uluslararası platformlara katılmaktan uzaklaşıyoruz. Bunun yerine, başarılı olanın alkışlandığı, başarısız olanın ise nasıl yukarı çekileceği konusunda çözüm arayışında bulunan bir sistem kurulabilirse uzun zamandır hasret kaldığımız kaliteli oyunu, sadece İngiltere, Almanya gibi ülkelerin liglerinde değil, kendi liglerimizde de izleriz.
Futbolun aksine voleybolda ise sürekli başarının mutlak sebebi, doğru planlama. Kulüpler geleceklerini çok doğru ve akıllıca planlıyor. Vakıfbank, Eczacıbaşı ve Fenerbahçe başta olmak üzere birçok kulübümüz dünyada hatırı sayılan oyuncuları ülkemize çekmeyi ve bunlarla kendi oyuncularımızı buluşturup başarıyı kovalayan sistemi yaratmayı başardılar ve her geçen gün bunun üstüne koyarak ilerliyorlar. Aynı şekilde federasyonumuzun da kulüpleri örnek alırcasına yaptığı doğru işler, A Milli Takımımızın alt yaş kategorilerinden, en üst arenada yarışan takımlarına kadar meyvesini veriyor. Son yıllarda uluslararası turnuvalara katılımımız ve bunlarda başarılı olmamız bunun en net göstergesi.
Bunların yanı sıra ülkemizde çok baskın bir şekilde erkek oyunu olarak görülen futboldansa kadınların da sporda başarılı olabileceklerini gösterdiği voleybol; gencinden yaşlısına kadın-erkek fark etmeksizin herkese ortak bir gösteri izlemeyi mümkün kılıyor. Tüm bunların sonucunda da sürekli başarıyı yakalayan bir sistemi bulunan, her kitleye hitap eden, sadece bugünü değil geleceği planlayan voleybol camiasına şüphesiz kamuoyunun da desteği her geçen gün artıyor. Stadyumların aksine voleybol maçlarında salonların tıklım tıklım dolu olduğunu görüyoruz. Ayrıca voleybol, ülkede zaman zaman futbolu gölgede bırakıp gündeme oturmayı başarıyor. Bunlara rağmen futbol hâlâ Türkiye’de çok geniş bir kitle tarafından alıcı bulan, her hafta gündemde kendisine yer bulan, her yaz sadece transfer haberleriyle bile insanların ilgisini üstüne çeken bir sektör. Yine de ülkemizin futbol ülkesi olduğu fikri, çoğu kişi gibi futbol sektöründe söz sahibi olan insanların bile kesin bir şekilde desteklediği bir fikir değil.
İlginizi Çekebilir: Otuz Yıl Gençleştirilen Deri Hücresi Çalışması
Yorumlar