Genel

Su Altı Çalışmaları ve Bilinmeyen Dünyası


Dünya’nın %71’ini oluşturan sular hakkında ne biliyorsunuz? Dünya yaşamının %90’ını deniz altı canlılarının oluşturduğunu biliyor muydunuz? Dünya’nın 4’te 3’ünü oluşturan suların bilinmeyen dünyasını ve su altı çalışmalarını gelin beraber inceleyelim.

İlk olarak okyanusların en derin noktasından bahsedelim. Mariana Çukuru: Okyanusların en derin noktasını bulmak için yapılan çalışmalar teknolojiden önce halatın ucuna bir ağırlık bağlayıp suların derinliklerine göndererek başlamıştır. Tabii zamanın şartları gereği çok da doğru sonuçlara ulaşılamamış. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte 1872 yılında sonar cihazları sayesinde okyanusların en derin noktası bulundu. Peki, Mariana Çukuru ne kadar derin? Tam 10994 metre.

su altı

Daha sonra Mariana Çukuru’na gitmek ve orada ne tür deniz canlılarının olduğunu görmek için çalışmaya başlandı. Bu düşünüldüğü kadar kolay olmadı çünkü en derindeki basınç deniz seviyesindeki basınçtan neredeyse 1100 kat daha fazla. Yapılan uzun çalışmaların ardından bu yüksek basınca dayanabilecek denizaltı “Trieste” üretildi. Mühendis Jacques Piccard ve deniz bilimci, kaşif ve deniz politikası uzmanı  Don Walsh tarafından  23 Ocak 1960 tarihinde  yaklaşık 5 saat süren yolculuktan sonra Mariana’ya ulaşıldı. Bu inişten 52 yıl sonra Titanik filminin yönetmeni  James Cameron’da bu çukura gitti. Mariana Çukuru’nda 2 saat 34 dakika kaldı fakat denizaltısının hidrolik kolu bozulduğu için örnek toplayamadı. Ama yine de 2 saat 34 dakikasını burada geçiren yönetmen hiçbir canlı yaşamına rastlamadığını söyledi. Son olarak 2019 yılında Victor Vescovo  en derine inen 4. Kişi oldu.

Bu konudaki önemli araştırmalardan biri de Derya Akkaynak’ın Sea-thru adlı çalışmasıdır. Sea-thru isimli yapay zeka algoritması deniz altında çekilen fotoğrafların gerçek renklerini algılayabiliyor. Bu çalışmada fotoğraf makinesi ile fotoğrafı çekilen cisim arasındaki mesafenin bilinmesi gerekiyor. Böylelikle ışığın sudaki saçılma miktarı hesaplanıyor ve görsel yeniden renklendiriliyor.

su altı

2014 yılında kaybolan bir uçağı bulmak için yeni bir sonar sistemi kullanıldı. Arama esnasında suların altındaki aktif volkanları, derin hendekleri ve birçok jeolojik özellik keşfedilmiştir. Su altı araştırmaların çoğu da petrol maden ve doğal gaz bulmak için ama su altı dünyası için yeterince araştırma yapılmaması oldukça üzücü.

Günümüze geldiğimizde aslında kendi  yaşadığımız gezegenden çok diğer gezegenleri daha iyi tanıyor gibiyiz. Mars, Venüs ve Ay’ın neredeyse  %100’ünü haritalandırılmışken  okyanusların ise sadece %20’si haritalandırılmış durumda. Hatta Satürn’ün uydusu olan Enceladus’da bile bir okyanus olduğunu biliyoruz. Ama kendi okyanuslarımız hakkında yeterli bilgiye hala sahip değiliz.

Yaşadığımız gezegendeki canlı yaşamını yeterince bilmediğimiz halde diğer gezengenlerdeki canlı yaşamını araştırmak ne kadar doğru bilmiyorum ama  gelişen teknoloji ile birlikte su altı canlıları ve su altı dünyası hakkında daha fazla bilgiye ulaşacağımızı umarım.

İlginizi Çekebilir: Mart Ayı Etkinlik Takvimi #Ajanda

 

 

Genel
Uçan Araba: Hayaller Gerçek Oluyor
Genel
Dijital Dünyada Girişimcilik
Genel
Art Journal: İçinde Sanat Var
Henüz bir yorum yok.