Genel

Ütopya ve Distopya: Zıt Kutupların Birleşimi


Bu yazıma başlarken aslında siz okuyucularımıza ütopya ve distopya kavramlarını ve birbirinden ayrıldıkları noktaları açıklamam gerekiyor. Ancak iki kavramın sınırlarını çizmek öyle zor ki. Birbirinden çok ayrı olan bu iki kavram o kadar ince bir çizgiyle birleşiyor ki tanımlarını yapmak zorlaşıyor.

Siz okuyucularımıza birbirinden ayrılmayan ama zıtlıkları belli eden bu iki kavramı açıklamam gerekirse şunları söylemem gerekir. Ütopya, hepimizin hayalinde olan ve gerçekte olmayan liderlerin bize sunduğu ideal dünyayı temsil ediyor. Distopyaya gelecek olursam da tanım olarak ütopyanın tam tersi desek yalan olmaz. Kelime anlamı olarak da “kötü”, “hastalıklı”, “anormal” anlamlarına gelir. Dönüşmesinden korktuğumuz baskıcı dünya düzenini ve kötülüğü temsil eder. Dışarıdan bakıldığında bu ikilinin ortak tek özelliği hayali olmasıdır. Ancak bence ütopyayla distopya aslında birbirine uzak kavramlar değil. Ütopya her şeyin kusursuz olduğu mükemmel bir dünya vaat eder ancak insan denen canlının diğer türlerine istediği her şeyi yapabildiği, sınırlanamadığı bir dünyada nasıl her şey mükemmel olabilir ve ütopyanın vaat ettiği muazzam dünyanın çarkı dönebilir?

Geleceği ele alan dizilerdeki mükemmellik kavramının bazılarımızın en büyük distopyası olması da cabası. Her iki türün örneklerini okuyup, izlediğiniz zaman kendinizi hayata dair düşünürken bulmanız kadar doğal bir şey yok. Örneğin ütopyalarda ortak iyilik için yapılan acımasız şeyleri okurken etik kavramını bir kenara bırakıp eksiksiz ve muazzam dünya hayalinizi sorgularsınız. Distopyaları okurken ise yaşadığımız hayatın o bahsedilen korkunç evrene evrilmesinin uzak olmayacağını fark edersiniz. Cinsiyet eşitsizliği, insanların tek tipleştirilmesi ve ekolojik dengenin bozulmasının getirmesi gibi problemlerden bahsedildiği göz önüne alınırsa da distopyaları okurken bu hisleri yaşamanız normaldir.

ütopya

İlginizi çekeceğini düşündüğüm ütopya ve distopya kitap önerileriyle yazımı sonlandıracağım. Ütopyanın en güzel ve ilk örneklerinden biri olan kitap, Thomas More’un “Ütopya”sıdır. Kişisel olarak ise daha çok hoşuma giden bir tür olan distopya türündeyse 1984, Fahrenheit451 ve Cesur Yeni Dünya’yı okumanızı öneririm. Bu kitapları okurken dünü, içinde bulunduğunuz anı, yarını ve her detayı sorgulayacağınıza eminim. Keyifli okumalar dilerim, bir sonraki yazımızda görüşmek üzere!

İlginizi Çekebilir: YouTube’un Güldüren Yüzü Kerem Kısakol Röportajı

Başarı Hikâyesi
Moda Efsanesi: Coco Chanel
Genel
Obsesyonun Kökeni
Genel
Dijital Çağın Problemi: Nomofobi
Henüz bir yorum yok.